Blog Arşivi

17 Mayıs 2015 Pazar

KARS ANTLAŞMASININ MADDELERİ!

Kars Antlaşması, Sovyetler Birliği döneminde, birliğin himayesinde bulunan üç cumhuriyet; Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan ve Türkiye Cumhuriyeti arasında 13 Ekim 1921'de imzalanan antlaşmadır. Kars antlaşmasıyla doğu sınırı kesin olarak çizilmiş, daha önce birçok kez TBMM hükümetini meşgul eden Doğu Cephesi, Ermeni Sorunu gibi durumlar ortadan kaldırılmıştır. 

Kars Antlaşması TBMM, Sovyetler Birliği, Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan adına katılan yetkililerce katılınan Kars Konferansı'nda görüşülüp imzalanmıştır. 20 maddeden ve eklerinden oluşan Kars Antlaşması, aslında temel olarak Moskova Antalşması'nın hükümlerine dayanır. Ama Ermeni Sorunu gibi daha bölgesel ve TBMM'yi daha çok ilgilendiren konuları görüşmek üzere biraz daha detaylandırılmış ve farklı bir antlaşma halini almıştır. Konferansa TBMM tarafından Doğu Cephesi Kumandanı Kazım Karabekir Paşa  başkanlığında; anlaşmanın görüşüleceği konuları ilgilendiren uzmanlar ve ileri gelenlerin oluşturduğu bir heyet gitmiştir. Diğer ülkelerden de aynı şekilde yetkili kişiler katılmıştır.

Kars Antlaşması
Kars Antlaşmasının maddeleri
  • İstanbul güvenli olduğu sürece boğazda ticaret yapılabilecek
  • Azeri Türklerinin yoğun olarak yaşadığı Nahcıvan bölgesine özerklik verilecek
  • Batum Gürcistan'a verilecek
  • Antlaşma tarafları hiçbir şekilde birbirine zorla antlaşma imzalatmaya çalışmayacak
  • Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan'a daha önce verilmiş olan kapitülasyonlar kaldırılacak
  • Antlaşma tarafları, antlaşmadaki herhangi bir devletin tanımadığı antlaşmayı tanımayacak
  • Her devlet kendi himayesindeki karşı devletin vatandaşlarına iyi davranacak, azınlık haklarını gözetecek
Kars Antlaşmasının önemi
Kars antlaşması tarihte üzerinde çok durulmayan, sorunsuz bir şekilde imzalanıp çözülen bir antlaşma olsa da son derece önemlidir. 


25 Nisan 2015 Cumartesi

SOYKIRIM YOKTUR, İŞTE BELGESİ..

 
"SÜRMEDEN YAPAMAYACAĞIZ"
 
"Dolayısıyla orduyu besleyecek olan bölgenin ve menzil sınırımızın geçtiği yerlerde düşmanca emeller ile dolu bu unsurların yaşamasını, ordunun yiyecek ihtiyacı ve emniyeti bakımından tehlikeli görüyorum."
 
Ordu, dış düşmana karşı büyük zorluklarla mukavemet ettiği bir anda, ikmal görevlilerinin ve yeni kuvvetlerinin bir kısmını iç düşmanlara ayırarak büyük bir tehlikeye maruz kalıyor."
 
"Dolayısıyla gelecekte daha vahim durumlar karşısında kalmamak için, şimdiden yukarıda arzedilen illerdeki Ermeniler’in de Halep ve Musul bölgelerine sevk ve iskân edilmesine izin verilmesi ile valilere ordu tarafından bu konuda yapılacak tebliğlerin sekteye uğramamasına inayet buyurulmasını ve bu hususta verilecek olan onayın da derhal bildirilmesini istirham ederim."




Yazar Murat Bardakçı, Habertürk Gazetesi'ndeki köşesinde, 27 Mayıs 1915’te çıkartılan Tehcir Kanunu’nun uygulanması ve o sırada Doğu Cephesi’nde Ruslar’a karşı savaşan Üçüncü Ordu’nun kumandanı Mahmud Kâmil Paşa’nın İstanbul’a, Harbiye Nezareti’ne gönderdiği şifreli bir mektuba yer verdi. Bardakçı, söz konusu mektupla ilgili şunları yazdı:
 
Paşa, şimdi Genelkurmay’ın askerî arşivinde muhafaza edilen yazısında silâhlı Ermeniler’in orduya büyük zararlar vermeye başladıklarını söylüyor ve Doğu Anadolu’daki Ermeniler’in Halep ile Musul’a gönderilmesini istiyordu.
 
SOYKIRIM DEĞİL NEFSİ MÜDAFAAYDI
 
Günlerden buyana kıyametleri kopartıyor, 1915 olayları hakkında önce Papa Fransuva’nın yaptığı konuşmaya, ardından da Avrupa Parlamentosu’nun aldığı ve tehciri “soykırım” olarak niteleyen karara tepki gösteriyoruz.
 
1915’te büyük acıların yaşandığını, tehcirin Ermeniler tarafından unutulmasının imkânsızlığını ama tehcirin “soykırım” değil, devletin o günlerdeki mecburiyeti ve daha da önemlisi “nefis müdafaası” olduğunu senelerden buyana yazıp söylüyorum.
 
Tehcirin sembol fotoğraflarından olan bu resmi, Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı ordusundaki Alman sağlık memurlarından Armin Wagner çekmişti.
 
 
İKİ AYRI GÜN VARDIR
 
Bazı mâlûm kişilerin burun kıvıracaklarını bilerek yine de kısaca yazayım: Şark cephesinde bir taraftan Rus Ordusu’na karşı ölüm-kalım mücadelesi veren birliklerimiz diğer taraftan cephe gerisinde örgütlenerek kendisini arkadan vuran silâhlı Ermeni gruplarının hedefi hâline gelince, hükümet savaş bölgesinde yaşayan Ermeni halkı imparatorluğun başka bölgelerine nakletmek zorunda kalmıştı ve “tehcir”, işte bu idi...
 
Önce iki konuyu, daha doğrusu iki tarihi karıştırmamamız gerektiğini hatırlatayım: Diaspora’nın dünya gündemine getirebilmek için her türlü vasıtayı kullandığı 24 Nisan 1915 tehcirin değil, Ermeni toplumunun önde gelen isimlerinin tutuklanıp değişik vilâyetlerdeki kamplara gönderildiği ve çoğunun maalesef geri dönemedikleri talimatın tarihidir. Tehcir Kanunu ise aynı senenin 27 Mayıs’ında çıkartılmıştır.
 
HAFIZ HAKKI PAŞA’NIN YERİNE..
 
Bugün bu sayfada, Osmanlı Hükümeti’ni tehciri derhal uygulamak zorunda bırakan bir belge yayınlıyorum: Şark Cephesi’nde Ruslar’a karşı savaşan Üçüncü Ordu’nun Kumandanı Mahmud Kâmil Paşa’nın 19 Haziran 1915’te İstanbul’a, Harbiye Nezareti’ne şifre ile gönderdiği yazıyı...
 
1880’de Halep’te doğan Mahmud Kâmil Paşa, Balkan Savaşları’nda İşkodra Kalesi’nin kumandanlığını yapmış, Birinci Dünya Savaşı’nın ilk aylarında uğradığımız Sarıkamış Bozgunu’nun ve Sarıkamış’taki 3. Ordu’nun kumandanı Hafız Hakkı Paşa’nın 1915 Ocak’ında Erzurum’da tifüsten can vermesi üzerine bu ordunun kumandanlığına getirilmiş, 1920’de emekli olmuş ve aynı sene İstanbul’da vefat etmişti.
 
Mahmud Kâmil Paşa’nın şifre ile gönderdiği yazı.
 
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ İLE...
 
Basınımızda ilk defa yeralan belgenin aslı şimdi ATASE’de, yani Genelkurmay Askerî Tarih Arşivi’nde bulunuyor ve Paşa tehciri, özellikle de Doğu ve Güneydoğu vilâyetlerimizdeki Ermeniler’in başka yerlere gönderilmesini başlatan yazısında günümüzün Türkçesi ile şöyle diyor:
 
“...Doğu’daki savaş alanı Erzurum, Trabzon, Van, Bitlis, Elazığ, Diyarbakır ve Sivas vilâyetlerinden ibarettir. Harekât buralarda yapıldığı gibi ordunun ihtiyaç duyduğu yiyecek maddeleri de bu illerden sağlanmaktadır."
 
"SİLÂH, BOMBA VE PATLAYICILAR"
 
"Erzurum, Van ve Bitlis illeri dahilindeki Ermeniler firar edip düşman tarafına katılmak, çeteler teşkil ederek yolları kesmek, halkı katl ve depoları yağma ve tahrip etmek suretiyle içyüzlerini gösterdiler. Sivas, Diyarbakır ve Elazığ illerinde yaşayan Ermenilerin de aynı maksat ve emelde oldukları ele geçirilen silâh, bomba, patlayıcı maddeler ve meydana çıkarılan teşkilât ve tertipleri ile belli olmuş ve daha sonra Karahisar’daki olay ile de tesbit edilmiştir."
 
"SÜRMEDEN YAPAMAYACAĞIZ"
 
"Dolayısıyla orduyu besleyecek olan bölgenin ve menzil sınırımızın geçtiği yerlerde düşmanca emeller ile dolu bu unsurların yaşamasını, ordunun yiyecek ihtiyacı ve emniyeti bakımından tehlikeli görüyorum."
 
Ordu, dış düşmana karşı büyük zorluklarla mukavemet ettiği bir anda, ikmal görevlilerinin ve yeni kuvvetlerinin bir kısmını iç düşmanlara ayırarak büyük bir tehlikeye maruz kalıyor."
 
"Dolayısıyla gelecekte daha vahim durumlar karşısında kalmamak için, şimdiden yukarıda arzedilen illerdeki Ermeniler’in de Halep ve Musul bölgelerine sevk ve iskân edilmesine izin verilmesi ile valilere ordu tarafından bu konuda yapılacak tebliğlerin sekteye uğramamasına inayet buyurulmasını ve bu hususta verilecek olan onayın da derhal bildirilmesini istirham ederim."

KAYNAK:http://www.mehmetciktv.com.tr/haber/10856/ermeni-soykirimi-yoktur-iste-belgesi.html#.VVecVfntmkp

Elçi Terel, 1894'de yayınlanan "Kırmızı Kitap"

Elçi Terel, 1894'de yayınlanan "Kırmızı Kitap" adlı eserını Amerikan vatandaşlarına gönderdi.

ABD, O GÜNLERDE DE İŞİN İÇİNDEYMİŞ!
1894 YILINDA ''KIRMIZI KİTAP'' YAZAN ELÇİSİYLE...
''Amerikan Mekteplerinde İsyancı Ermeniler
Maraş'ta bulunan amerikan mekteplerinde öğretmenlik yapan
bazı Ermeniler, isyanı teşvik ettikleri gerekçesiyle sUl(lubulunarak
Eylül 1894'te gözaltına alındılar. Ancak eğitim ve öğretimin devamını
sağlamak amacıyla mahkemeleri sonuçlanmcaya ve durumları
açıklık kazanıncaya kadar tutuklu öğretmenler kefaletle serbest
bırakıldılar. Amerikan vatandaşı olmaları sebebiyle suçlu
bulunan bu öğretmenlerin bir kısmını hemen yargılamak mümkün
olamadı. Ermeni öğretmenlerden Amerikan vatandaşı olanların
konsolosluk vasıtasıyla sorgulamalarının yapılması, suçlarının derecelerine
göre kefaletle serbest bırakılmaları prensibi kabul edildi.
Ayrıca suçlu bulunmalarından dolayı tutuklanan Ermeni öğ-
retmenlerin durumu hakkında Amerikan elçiliğine uyarıcı ve aydınlatıcı
bilgiler verildi.
Amerikan vatandaşı oldukları iddia eden zanlı Ermeni öğ-
retmenlerin konsolosluk aracılığıyla ve kefaletle serbest bırakılması
konusu, Halep Vilayetine ve Adliye Nezaretine bildirildi. Ayrıca
öğretmenler hakkında yapılan işlem, 25 Eylül 1894 taıihinde Amerikan
Elçisi TereI'e tebliğ edildi.
Elçi Terel, 1894'de yayınlanan "Kırmızı Kitap" adlı eserını
Amerikan vatandaşlarına gönderdi. "Kırmızı Kitap"ta yer alan yazılarda
Osmanlı vatandaşı olan Ermeni öğretmenlerin, Amerikan
konsolosunun bilgisi ve izni olmadan Amerikan mekteplerinde tutuklanmasının
mümkün olmadığı belirtiliyordu. Fakat elçi Terel, bu
okullarda çalışan öğretmenlerin tutuklanmaması konusunda Osmanlı
Hükümetinden bir talepte de bulunmamıştı. Ayrıca Osmanlı
Hükümeti tarafından Amerikan vatandaşı olan Ermeni öğ-
retmenlere böyle bir iznin verilmesi de mümkün değildi. Elçi, resmen
meydana bir olayda, gerçekleri saptırmak amacıyla Kırmızı
Kitap'ta yanlış bilgiler veriyordu. Onun bu tutum ve davranışı, me-
10. BüA., ü.B.E. C. 29. nr. 32.
1895 MARAŞ VE ZEYTON lSY ANI ı61
muriyetinin nezaketine ve hükumetinin menfaatine aykınydı. emniyet
ve huzuru bozmaya yönelik davranışlan nedeniyle Terel'in
görevine devam etmesi sakıncalı görüldü. Bu sebeple Washington
Türk elçiliği vasıtasıyla amerikan hükumetinden elçinin de-
ğiştirilmesi istendil''MARAŞ VE ZEYTUN İSYANLARI


KAYNAK: http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/19/1267/14571.pdf

ERMENİ SOYKIRIMI YOKTUR! İŞTE BELGESİ..

''....
Mahmud Kâmil Paşa’nın şifre ile gönderdiği yazı.












GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ İLE...
Basınımızda ilk defa yeralan belgenin aslı şimdi ATASE’de, yani Genelkurmay Askerî Tarih Arşivi’nde bulunuyor ve Paşa tehciri, özellikle de Doğu ve Güneydoğu vilâyetlerimizdeki Ermeniler’in başka yerlere gönderilmesini başlatan yazısında günümüzün Türkçesi ile şöyle diyor:
“...Doğu’daki savaş alanı Erzurum, Trabzon, Van, Bitlis, Elazığ, Diyarbakır ve Sivas vilâyetlerinden ibarettir. Harekât buralarda yapıldığı gibi ordunun ihtiyaç duyduğu yiyecek maddeleri de bu illerden sağlanmaktadır."
"SİLÂH, BOMBA VE PATLAYICILAR"
"Erzurum, Van ve Bitlis illeri dahilindeki Ermeniler firar edip düşman tarafına katılmak, çeteler teşkil ederek yolları kesmek, halkı katl ve depoları yağma ve tahrip etmek suretiyle içyüzlerini gösterdiler. Sivas, Diyarbakır ve Elazığ illerinde yaşayan Ermenilerin de aynı maksat ve emelde oldukları ele geçirilen silâh, bomba, patlayıcı maddeler ve meydana çıkarılan teşkilât ve tertipleri ile belli olmuş ve daha sonra Karahisar’daki olay ile de tesbit edilmiştir."
"SÜRMEDEN YAPAMAYACAĞIZ"
"Dolayısıyla orduyu besleyecek olan bölgenin ve menzil sınırımızın geçtiği yerlerde düşmanca emeller ile dolu bu unsurların yaşamasını, ordunun yiyecek ihtiyacı ve emniyeti bakımından tehlikeli görüyorum."
Ordu, dış düşmana karşı büyük zorluklarla mukavemet ettiği bir anda, ikmal görevlilerinin ve yeni kuvvetlerinin bir kısmını iç düşmanlara ayırarak büyük bir tehlikeye maruz kalıyor."
"Dolayısıyla gelecekte daha vahim durumlar karşısında kalmamak için, şimdiden yukarıda arzedilen illerdeki Ermeniler’in de Halep ve Musul bölgelerine sevk ve iskân edilmesine izin verilmesi ile valilere ordu tarafından bu konuda yapılacak tebliğlerin sekteye uğramamasına inayet buyurulmasını ve bu hususta verilecek olan onayın da derhal bildirilmesini istirham ederim."


KAYNAK

ERMENİLERİN, MARAŞ VE ZEYTUN İSYANLARI...

ERMENİLERİN MARAŞ VE ZEYTUN İSYANLARI
1895 MARAŞ VE ZEYTUN iSY ANI
Yrd. Doç. Dr. Ahmet EY/C/L *

KAYNAK: http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/19/1267/14571.pdf
GenelDurum
XiX. Yüzyılın ikinci yansından itibaren Ermeniler ba-
ğımsızlıklarını kazanmak amacıyla isyan hareketlerine başladılar.
1862 ve 1878 yıllannda Ermenilerin Zeytün'da isyan hareketlerine
girişmeleri bunun açık örnekleridir. Bilhassa 1878 yıllannda Ermenilerin
Zeytfin'da isyan hareketlerine girişmeleri bunun açık örnekleridir.
Bilhassa 1878 Berlin Antlaşmasından sonra Ermeni liderleri,
açtıkları okullar ve Avrupa'da çıkanlan gazeteler vasıtasıyla
oturdukları yerlerdeki halkı isyan çıkarmaya teşvik ettiler. Komite
adına çalışan Adana'lı Murat ve arkadaşlan gibi Ermeniler, yandaşlarını
her an isyana hazır duruma getiriIdiler! .
Berlin Türk Elçiliği, 20 Nisan 1995 tarih ve 54 numaralı telgrafla
Ermenilerin Mayıs 1895 tarihinde yurdun çeşitli yerlerinde
isyan edeceklerini Hariciye Nezaretine bildirdi. Ayrıca Ermenilerin
isyan edeceği haberi, Ga'zet Dafrankfor ve Ga'zet Dakoloni gazetelerinin
19 Nisan 1895 tarihli nüshalarında da ilan edildi.
Gazetelerde yayınlanan haberler Osmanlı Hükümeti tarafından
hemen tekzip edildi. Buna ilaveten Ermenilerin isyan çıkarma niyetinde
olmadığı ve bu asılsız haberin Ermeniler arasında heyecan
yaratacağı belirtildi. Osmanlı vilayetlerinde asayişin sağlandığı, Ermenilerin
güvenli bir şekilde işleriyle meşgulolduğu, bunların
* KSÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Ögretim Üyesi.
1. 6 Şubat 310-15 Şubat 1895 tarihli yazı, Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), Osmanlı
Belgelerinde Ermeniler (O.B.E.), C. 31, nr. 54.
~~-------- ""ımm•• __ ' '",__ IIIIl'''__
158 AHMET EYICIL
böyle bir harekette bulunmayı tasavvur etmediği, bu gibi haberlerin
hükümetin şeref ve haysiyetini bozmak amacıyla yayınlandığı bildirildi".
Ermeni gazetelerinde yayınlanan haberleri doğrularcasına
Halep İngiliz Konsolos Vekili gizlice, Maraş Ermeni Katolik ve
Protestan liderlerini ve bunlar da Ermenileri isyan ve ihtilal hareketlerinde
bulunmaya teşvik ettiler3
• Gelişmeleri haber alan
Zeytfin Kaymakamı, konuyu gizlice 4 Mayıs 1895 tarihinde Halep
Valiliğine, Halep Valiliği ve Halep Nizamiye Fırkası kumandam da
Dahiliye Nezaretine bildirdiler. Bu arada Ermenilerin faaliyetleri
karşısında Maraş Mutasarnfı gerekli tedbirleri alarak devamlı teyakkuzda
bulunuyordu4

Ermenistan Prenslik merkezinin Zeytün olduğuna inanan ve
Ermenileri Türklere karşı isyan çıkarmaları için tahrik eden İngiliz
konsolos vekili, Maraş'ta bir gösterinin yapılacağını Ermeni Katolik
ve Protestan temsilcilerine gizlice bildirdi. Konsolosun isteği
üzerine isyam tahrik faaliyetleri şehirden kazaya ve buradan da
çevre köylere yayıldı. Bu plan dahilinde yapılacak olan faaliyetleri
Maraş'ta bulunan Ermeni liderleri Zeytün Ermenilerine ilettiler.
Ermenilerin isyan çıkarma faaliyetleri, Halep Nizamiye Fırkası
Komutanlığında müzakere edildi. Bunun sonucunda Halep vilayetinden
Maraş mutasarrıflığına gönderilen 4 Mayıs 1895 tarihli
telgrafla, gerekli tedbirin alınması, her zamankinden daha dikkatli
olunması ve kabul edilen prensiplere göre hareket edilmesi istenildi".
Patrikhane, yabancı devlet memurlarına Ermenilerin Osmanlı
Devleti'nde mazlum olarak yaşadıklarım anlatırken, bunun aksine
Patrikhanenin görüşünü desteklemeyen Ermeniler, Osmanlı yö-
netiminden memnun olduklarım açıkça söylemekten çekinmediler.
2. 26 Nisan 311-8 Mayıs 1895 tarihli yazı, BOA., Yıldız Tasnifi Sadaret Hususi Maruzat
Evrakı (Y.A.HUS,), 327170,
3. Daire-i Sadaretin 24 Nisan 311-6 Mayıs 1895 Tarih ve 4392 sayılı yazısı, BOA.,
O.B.E., C. 29, nr. 42.
4. Aynı Belgenin eki.
5.24 Nisan 311-6 Mayıs 1895 tarihli yazı, BOA., Y.A.HUS. 327/10.
1895 MARAŞ VE ZEYTON İSY ANI 159
Merzifon'da ikamet eden rahip, bir kanşıklık ve huzursuzluk
çıkarmak amacıyla Zeytfin'da inceleme yapmakla görevlendirildi.
Bu sebeple Amasya murahhas vekilinin gönderdiği papaz,
Zeytfin'da bulunan kiliseden şikayetname almak üzere yola çıktı.
Bu arada Patrik, şikayetname vermemeleri konusunda Ermenilerin
çoğunlukta bulunduğu yerlere yazı gönderdi6
• Amasya ve Merzifon
gibi yerlerde bulunan Ermenilerin ruhanı ve cismanı liderlerinin
görüşü ile Patrikhanenin görüşü birbirine ters düştü. Ruhani liderler,
mahalli idarecileri etki altına aldıklarından buradaki Ermenilerin,
Türkler aleyhine yazılı şikayette bulunmalarını istediler.
Amasya murahhas vekili bir papazı mahalli kilise heyetinden
şikayet dilekçesi almak üzere görevlendirdi. Papaz, şikayet dilekçesini
aldı. Fakat Patrik de, Ermenilerin yoğun olduğu yerlerden
şikayetname göndermemelerini istedi7

İngiliz, Fransız ve Rus büyük elçileri, ayrı ayrı Ermenilerle ilgili
ıslahatın yapılması için Mabeyin Başkitabeti'ne özel projeler
verdiler. i i Mayıs 1895 tarihinde sunulan memorandumda Ermeniler
lehine isteklerde bulunuldu8
• Memorandumda nahiye mü-
dürlüklerinin tayinleri ve görevleri, polis, jandarma teşkilatıyla ilgili
ıslahatlar tekrar edildi. Altı vilayetin9 dışında kalan illerde
oturan Ermenilerin menfaatlerini korumak üzere valilerin mahiyetine
hususi Hristiyan bir memur tayin edilmesi, memurun Ermeni
halkı tarafından verilen dilekçeleri kabul ederek gereğini yerine
getirmesi istendi. İdarecilerin uygulamalar hakkında valiye ve
İstanbul'da kurulacak "Daimi Tetkik Komisyonu"na rapor vermesi,
bu vilayetler dahilinde (mesela Adana vilayetinde Haçin ve Halep
vilayetinde Zeytfin gibi) halkının ekseriyeti Ermeni olan bazı yerler
bulunduğu takdirde mülkl taksimatların değiştirilmesi ve nahiyelere
6. Sivas Vilayetinden Dahiliye Nezaretine gönderilen 14 Mayıs 301-27 Mayıs 1895
tarihli şifreli telgraf, BOA., O.B.E., C.30, nr. 14'e ek.
7. Daire-i Sadaret'in 23 Mayıs 311-4 Haziran 1895 tarih ve 4864 sayılı yazısı.
BOA., O.B.E. C.30, m. 14.
8. İngiliz, Fransız ve Rus Büyükelçiliklerinin ortak hazırlayıp Mabeyin Baş-
kitabeti'ine gönderdikleri Mayıs 1895 tarihli yazı, BOA., O.B.E. C. 29, m. 32.
9. Vilayet-i Sitte: Erzunım, Bitlis, Van, Sivas, Mamuratü1aziz (Elazığ), Diyarbakır.
160 AHMET EY1C1L
dair ıslahat planının hükümleri ayrı bir statü ile idare edilen bu yerlerde
uygulanması tekit edildiıo.
Amerikan Mekteplerinde İsyancı Ermeniler
Maraş'ta bulunan amerikan mekteplerinde öğretmenlik yapan
bazı Ermeniler, isyanı teşvik ettikleri gerekçesiyle sUl(lubulunarak
Eylül 1894'te gözaltına alındılar. Ancak eğitim ve öğretimin devamını
sağlamak amacıyla mahkemeleri sonuçlanmcaya ve durumları
açıklık kazanıncaya kadar tutuklu öğretmenler kefaletle serbest
bırakıldılar. Amerikan vatandaşı olmaları sebebiyle suçlu
bulunan bu öğretmenlerin bir kısmını hemen yargılamak mümkün
olamadı. Ermeni öğretmenlerden Amerikan vatandaşı olanların
konsolosluk vasıtasıyla sorgulamalarının yapılması, suçlarının derecelerine
göre kefaletle serbest bırakılmaları prensibi kabul edildi.
Ayrıca suçlu bulunmalarından dolayı tutuklanan Ermeni öğ-
retmenlerin durumu hakkında Amerikan elçiliğine uyarıcı ve aydınlatıcı
bilgiler verildi.
Amerikan vatandaşı oldukları iddia eden zanlı Ermeni öğ-
retmenlerin konsolosluk aracılığıyla ve kefaletle serbest bırakılması
konusu, Halep Vilayetine ve Adliye Nezaretine bildirildi. Ayrıca
öğretmenler hakkında yapılan işlem, 25 Eylül 1894 taıihinde Amerikan
Elçisi TereI'e tebliğ edildi.
Elçi Terel, 1894'de yayınlanan "Kırmızı Kitap" adlı eserını
Amerikan vatandaşlarına gönderdi. "Kırmızı Kitap"ta yer alan yazılarda
Osmanlı vatandaşı olan Ermeni öğretmenlerin, Amerikan
konsolosunun bilgisi ve izni olmadan Amerikan mekteplerinde tutuklanmasının
mümkün olmadığı belirtiliyordu. Fakat elçi Terel, bu
okullarda çalışan öğretmenlerin tutuklanmaması konusunda Osmanlı
Hükümetinden bir talepte de bulunmamıştı. Ayrıca Osmanlı
Hükümeti tarafından Amerikan vatandaşı olan Ermeni öğ-
retmenlere böyle bir iznin verilmesi de mümkün değildi. Elçi, resmen
meydana bir olayda, gerçekleri saptırmak amacıyla Kırmızı
Kitap'ta yanlış bilgiler veriyordu. Onun bu tutum ve davranışı, me-
10. BüA., ü.B.E. C. 29. nr. 32.
1895 MARAŞ VE ZEYTON lSY ANI ı61
muriyetinin nezaketine ve hükumetinin menfaatine aykınydı. emniyet
ve huzuru bozmaya yönelik davranışlan nedeniyle Terel'in
görevine devam etmesi sakıncalı görüldü. Bu sebeple Washington
Türk elçiliği vasıtasıyla amerikan hükumetinden elçinin de-
ğiştirilmesi istendil
!.
İsyan İşaretleri
İki asker 3 Ağustos 1895 tarihinde, Zeytfin Naibi Süleyman
Efendi tarafından istenen bir suçluyu hükumet konağına getirirken,
Bozbayır Mahallesi halkının ağalan tarafından verilen emir üzerine
Zeytun Ermeni eşkıyası bu askerlere saldırdı. Eşkıya, Osman adındaki
askeri parçalayarak öldürdü ve diğerini yaralayarak etkisiz
hale getirdikten sonra suçluyu kaçırdı. Bununla yetinmeyen eşkıya,
"Hapishaneyi basup mahpuslan çıkaracağız, siz bizden adam alacaksınız
haa!" diyerek açıkça hükumeti tehdit etti. Güvenlik kuvvetleri
korku ve telaş içinde bulunduğundan eşkıyaya karşı silahlı
müdahalede bulunamadı. Bu olaydan sonra Zeytun'da bulunan memurlann
can, mal ve namus güvenliği kalmadıl2

Zeytun Naibi Süleyman Efendi Mabeyn Başkatibine çektiği
telgrafta, Ermeni mütecavizler hemen cezalandınlıp susturulmazsa
sonucun devlet ve millet için kötü olacağını, asker kuvveti ile bir
suçluyu getirtmeye cesaret edemediğini, Zeytun'da asayiş ve gü-
venliğin kalmadığı, kazanan dehşet ve korku içinde bulunduğunu
ve yeniden asayişin sağlanması için gereğinin yapılmasını bildirdi.
Bunun üzerine Zeytfin'da asayişin sağlanması hususunda Padişah'ın
emri 2 Eylül 1895 tahininde Dahiliye Nezareti ve Seraserliğe iletildi
13.
Ermeniler, komitelerinden aldıklan talimatı yavaş yavaş uygulamaya
başladılar. 24 Ekim 1895 Perşembe gecesi Maraş'ta üzerinde
kimliği olmayan Ali adında bir Türk, birkaç Ermeni komitacı
IL. 9 Mayıs 1331-21 Mayıs 1895 tarihli yazı, BOA., Y.A.HUS. 328/60.
12. BOA., O.B.E., C. 32, nr. 45.
13. Zeytfin Kazası Naibi Süleyman Efendi'nin Mabeyin Başkatibine çektiği 7 Temmuz
1311-19 Temmuz 1895 tarihli telgrafı, BOA., O.B.E., C. 32, nr. 45'e ek2.
162 AHMET EY1C1L
tarafından kama ile hançerlenerek ağır bir şekilde yaralandı. Olaya
katılan Ermenilerden ikisi ele geçirildi ve bunların evleri arandı.
Arama sonunda gözaltına alınan Ermenilerden biriniin evinde 13,
diğerinin evinde ise 31 adet silah bulundu. Ele geçirilen silahlar
Maraş kumandanlığına teslim edildi ve gelişmeler hakkında Be-
şinci Orduya telgrafla bilgi verildil4

Alınan ihbar üzerine Maraş idare meclisi üyelerinden Çarbacıyan
Agop Efendi'nin evinde yapılan aramada, Portakalyan Mı-
gırdıç tarafından Marsilya'da hazırlanan Ermenistan ve Kilikya
hakkındaki nizamname ile cemiyetin mühürleri ile geçirildi ve bu
belgeler 11 Kasım 1895 tarihinde Babıali'ye gönderildiıs.
Çarbacıyan Agop'un evinde ele geçirilen mektupta, bedevi kı-
yafetinde Maraş ve Zeytfin'a gelen Ermenilerin kan dökerek amaç-
larına ulaşacaklarından emin oldukları, kısa zamanda harekete ge-
çileceği, Çorbacıyan Agop'un güvenilir bir Emıeni olduğu,
Maraş'ta isyanın başlatılmasından memnun olunacağı yazılıydıl6

17 Ekim 1895'te Zeytfin'a gönderilen ve Zeytün halkına ve
Maraş Ermeni murahhaslarına hitap eden ilannamelerde:
"Ermenistan nıeselesi imzalansın imzalanmasın, Kilikya meselesi
ayrı bir şeydir. Siz bir dakika hali kalmayınız, Zeytün kış-
lasını ve saniyen esliha deposunu zapt etmelisiniz ve idare-i
hükümeti ele aldığınızda icraatı da ileri götürmelisiniz. Velhasıl her
ne lazım ise bir gün evvel yapmalısınız. Patriğin telgrafını nazar-ı
ehemmiyete almayınız. Onlara cebren yazdınyorlar. Ermeni fesadı
rüesa-yı ruhaniyeyi parmağıyla döndürdüğüne sultan ve Avrupalılar
zahib olmasınlar.
Kilikya'nın ehemmiyet-i mevkiyesi ve derece-i metanet ve
kuvveti malumdur. On bin askerin kuvveti tehdide kafi değildir.
14.24 Ekim 1895 Perşembe günlü Yazı, BOA., Y.A.HUS. 338/38.
15. Hüseyin Nazım Paşa, Ermeni Olayları Tarihi, Başbakanlık Devlet Arşivleri
Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı, Yayın Nu: 15, C. 1..2, Ankara ı994,
s.104.
16. a.g.e., s. 128.
i895 MARAŞ VE ZEYTON lSY ANI 163
Zeytfin ve Alabaş ve Fırnız ve Haçin mevkiindeki Ermeniler her
türlü endişeden vareste olduklanndan, orada istiklal şimdiden ilan
edilmelidir ve dünyanın nihayetine kadar böyle devam edeceklerini
bilmelidirler... Zeytfin ve Maraş'ta ittifaksızlık olduğunu işittim.
Bugün (27 Ekim 1895) hükümete telgraf gelmiş ve Zeytfin yerinden
sarsılmış. Ne için telgraf tellerini kesmeyi unuttun:?"17 ifadeleri
yer almaktadır.
Ermeniler, eşkıyayı açıkça tahrik ederek isyana davet ettiler ve
bunun yanısıra beyannameler dağıttılar.
"İşte Kilikya ası oldu. Şark meselesi büyük patırtılar ile açıldı.
Bugün altı düvel-i muazzamanın donanmalan Osmanlı sularında
bulut gibi cem' oldular. Her gün vuküat-ı cedide kemal-i sür'atle
ilerlemektedir. Maamafih biz selamete çıkacağız. Sabredelim,
kaffe- i tehalüke galebe ederek kendimizi kurtulmuş addedelim.
Ermeniler şu dehşetli, lakin şerefli dakikada azız vazıfenizi tanıyasınız.
Zeytfin ve Kilikya'daki avaze-i fütfihat size yardıma
davet ediyor. .."ls.
Biraderler!
Ayağa kalkalım, el ele veripkuvvetli birbirimizi kucaklayalım.
Sonra hürriyet ve saadetimiz namına ihtilal bayrağını yukanya kaldıralım.
Sada-yı ihtilali bir ağızdan çıkararak barbar düşmana karşı
gidelim. Her ne olursa olsun, çünkü Ermeni cemaati mahvolmuştur.
Kilikya ve Zeytün!
Esaret ve sefalet içinde helak olmak ve harap olmak ve tahkir
olunmak ve katı edilmek ve asılmak bize layık değildir. İstemeyiz,
böyle hale mütehammil değiliz. Binaenaleyh elimizde kılıncı sıkı
tutalım. Bizim reyimiz demir gibi kavı olmalı ve demir de ateş kesilmelidir.
17. a.g.e., s. 128-129.
18.17 Kasım 1895 tarihli ilan, Aynı eser, s. 156.
164
--------------------......,..-----=~._--~,.~.~--,_..."'--
AHMET EYİCİL
Kilikya! Sapa ve kürek ve balta ve kama ve tüfenk ve revolverini
kaldır ve sizi muhafaza edecek her ne var ise cümlesini
hazırla.
Kilikya, kalk ki, yüreğin yüzlerce yürekleri tutsun. Zayi' ettiğin
her nefes yüzlerce adamlara hayat ve ömür versin. Rüzgarlar fü-
tuhat bayraklarını temevvüc ettirsin. İhtilal sadaları gök gibi gürlesin.
Senin davan azizdir ve büyüktür. İşin de uludur. Ölür isek
şehit oluruz. Füti'ıhatımız saadettir. Barbarlara karşı gidelim. Birimiz
cümlemiz için, cümlemiz birimiz için ileri gidelim.
Yaşasın Ermeni cemaati, yaşasın hürriyet, yaşasın istiklal ve
ihtilal ve isyan. Yaşasın Ermenistan ve Kilikya. Yaşasın Hınçakyan
fırkalarıl9

Ermeni Cemaati!
Haı-i hazırda mühim mesail için sizinle mükaleme eden eski
malumunuz olan sestir. Umum Ermeni cemaatini nihayeti olmayan
esaretten kurtarmak ve ittihad etmek için Zeyti'ın sizi davet ediyor.
Zincir-i esareti kırmak için, Zeyti'ın muharebeye başladı. Sizi istiyor.
Gayrı yetişir.
Biraderler!
Vahşi düşmanımız senelerce Ermenilerin başına ateş alevleri
döktü. Bugün bu ateşi onların başına dökmek isteriz. Ve hürriyet-i
siyasıye ve muhtariyet-i idare ve saadet isteriz. Aziz bayrağı ve Kilikya
ve Zeytfin ve Hınçakyan şirketinin kırmazı bayraklarını i'la
deceğiz. Yedi-sekiz seneden beri bu bayraklar serbest temevvüc etmiştir.
Kilikya'nın Ermeni cemaati!
Ermenistan ve Kilikya'nın hürriyet ve istiklali için Zeyti'ın Ermenileri
Hınçakyan ittifakına dahil olarak, bugün mÜUefikan mey-
19, Hınçakyan İhtilal Fırkasının Ekim J 895 tarihli bildirisi, Hüseyin Nazım Paşa,
a.g.e., s, 157-158,
1895 MARAŞ VE ZEYTON lSYANI 165
dan-ı muharebeye çıkıyor. Bizim kanımız ile boyanmış dağ-
larıınızdan Zeytunlulara imdat ve muavenet etmek için bağınyoruz.
Onbinlerce kırılan Ermeni kanndaşlarımızın namına muavenetinizi
bekleriz. Sarf-ı nazar etmeyin. Arslan olun.
Ele ele verip gidelim ve kanımızın son katresini dökünceye
kadar devam edelim. Biz, ya Ermenistanın hürriyetini göreceğiz,
yahud o aziz toprağın üzerinde öleceğiz. Yardım!
Yaşasın Ermenistan! Yaşasın Ermenilik! Yaşasın Kilikya ve
Zeytun! Yaşasın Hınçakyan İhtilal Şirketi! Yaşasın hürriyet! Arş
ileri ... Kilikya ve Zeytün"20
Hınçakyan Fırkası'nın Kilikya Kaza İdaresi Heyeti namına Ermenilere
şu ilanname yazıldı:
"Kilikyalı Ermeniler!
Onbinlerce bigünah Ermenilerin kanı döküldü ve Ermenistan
üzerine deniz gibi yayıldı. Bunların intikamını almak zamanıdır.
Hürriyet için Ermeni cemaatinin çektiği işkencelerin ve döktüğü
kanların intikam fikri işet bugün Ermenileri ittifaka davet ettiğinden,
haydi düşmanıınıza son darbemizi vurup aziz vatanımızı
kurtaralım. Ermenilerin kanlarını akıtan Türk usatının (zorbalarının)
pençesinden sevgili cemaatimizi kurtarıp, topraklarımızın
üzerine dökülen kanları temizleyelim.
Biraderler ve hemşireler!
Yedi -sekiz sene mukaddem bize yakın olan Hınçakyanların aç-
tıkları muhaberatı derpiş-i enzar ederek bugünkü tehlikeli vakitte
onların aziz isimlerini yad edelim ve dar ağacında kan ile mü-
lemma' asılı vücutlarını der-hatır edelim. On sene mukaddem "Jirayir"
Haçin'de hürriyetimizi elde etmek için ömrünü feda etti ... Kilikya'nın
bu büyük evladı millet namına sözi intikama davet ediyor.
20. Hınçakyan Şirketi Zeytin Komitesinin Ermenileri ihtilale davet eden Ekim 1895
tarihli bildirisi, Hüseyin Nazım Paşa, a.g.e., s. 159.
166 AHMET EylctL
Ermeniler biz bugün neyiz? Hiç bir şey!
Ne olmak İsteriz? Hür, müstakil, muhtar!
Bizim çektiğimiz siyaset, döktüğümüz kandır. Ve döktüğümüz
kan ise çektiğimiz siyasetten ziyadedir.
Ermeni cemaatinin alın yazısı sefaletten karardı., fakat hürriyetten
parlayacaktır. Düşman bizi kırmaktan çekinmedi. İşte
bugün de bizi bütün bütün mahvetmek emelindedir. Nizarnı ve
hakkı ve bi'l-cümle emval ve eşyayı ve iltiban ve her şeyi ayak altına
aldı. Bizim kanndaşlanmızı ve hemşirelerimizi ve kanlarımızı
ve evladımızı tahkir etti ve boğdu ve kırdı ve mahpus etti ve sürgün
etti. İhtiyarları astı ve küçükleri ve büyükleri ve genı~leri ve çocukları
mahvetti. Evlerimizi yıktı ve yaktı ve harap etti. Köyleri ve
şehirleri ve kasabaları bütün ateşe verdi. Velhasıl Emıeni namına
haiz olanların kaffesini mahvetti. Ermeniler için mezar hazırlamaktadırlar.
Vatandaşlar, işte halimiz budur. Bu andan kurtulmak
yoktur, biz ayağa kalkmaz isek ve karamllizı ve hakkımızı
kan dökmekle ve muharebe etmekle göstermeyecek olursak, asla
kurtulamayız. Eğer susarsak yerlerimizde yine kalacak olursak,
düşman bizi koyun gibi boğazlayacaktır.
Bizim bundan sonra onunla barışmamız mümkün olmayacağı
gibi, barışmak dahi istemeyeceğiz. Bize ihtilalden başka tarik yoktur.
Var kuvvetimizle ve ihtilal tarikiyle bizi boğan cehennem boyunduruğunu
üstümüzden atalım.
Kilikya ermenileri,
Ayağa kalkın. Cema'atimizin cesur yiğitleri, Süveydiye dağ-
larından Zeytfin dağlarına kadar bütün Kilikyadaki Ermenilerle
yekvücut olarak ayağa kalkalım. Kavga edelim, vuralım, vurulalım,
ölelim, öldürelim, Bizim hukfik-ı mukaddesemizin silahı ihtilal ve
isyandır. İleri arş... Birikelim, cem' olalım. Hınçakyalnın kan renkli
bayrağı altında toplanalım. O bayrak ... Ermenileri ölümden kurtaracak
ve yarın nail-i fütuhat edecektir. .. Ermenilere kanı pahası
olarak parlayacaktır. Karındaşlar, hemşireler ileri gidelim. Her bir
1895 MARAŞ VE ZEYTUN İSYANI 167
Ermeni, kanının son katresine kadar muharebe etmeye kendi namus
ve itibarına yemin etti. Vatan ve cemaatımızın aziz da'vası için kan
dökmek lazımdır.
İleri birader ileri... ayağa kalkın, ya hürriyet yahud mevt... "~i
Maraş'ta Ermenilerİn Ayaklanması
Şehir merkezinde bulunan Ermeniler ile Türkler yıllardan beri
barış içinde yaşıyorlardı. Fakat 1862 yılından itibaren Zeytfin ve
Maraş'ta sık sık Ermeni olayları meydana gelmeye başladı. Türkler
ve Ermeniler arasındaki gerilim gittikçe arttı. Nitekim 13 Ekim
1895 Pazar günü dış güçlerin tahrikiyle Maraş'ta çatışma çıktı. Ermeniler
18 Ekim 1895 Cuma gününü kanlı gün ilan ettiler. Bu tarihten
itibaren şehirde çatışma bir ay devam etti. Silahlı çatışma esnasında
şehirde bulunan Amerikan misyonerleri Maraş Kız Koleji
ve İlahiyat Fakültesi'ndeki 290 öğrenci yi alarak sığınaklara gö-
türdüler. İsyancılar üzerine giden askerler Ermenileri etkisiz hale
getirdiler ve adı geçen kolej ile fakülteyi ateşe verdiler. İsyan bastınldıktan
sonra askerler, isyana katılan Ermeni liderlerini olaydan
sorumlu tuttular~~.
23 Ekim 1895 Çarşamba günü Ermeniler ile Türkler arasında
çıkan bir tartışmada bir Türk bıçaklanarak öldürüldü. çarşıda meydana
gelen diğer bir tartışmada Müslümanların yardım istemesi
üzerine halk toplandı, bıçak ve sopayla kavga başladı. Aynı günün
akşamı Karamanlı Mahallesinde bir karışıklık oldu ve Protestan Ermenilerin
ileri gelenlerinden Karabet Aga Topalyan'ın cesedi bulundu.
Arka arkaya meydana gelen bu olaylar şehirde güvenlik bakımından
belirsizliğe neden oldu. Askerler, asayişi sağlamak için
caydıncı sert tedbirler alarak şüpheli bulunanları tutukladılar. Ermeniler
yaptıklarından korkmaya başladılar. Hatta intikam alı-
nacağı endişesiyle yolculuk yapamaz oldular.~3
21. Kilikya'nın Hınçakyan Fırkası Kaza İdaresi Heyetinin ilannamesi, Hüseyin
Nazım Paşa, a.g.e., s, 159-160.
22. Stanley E. Kerr, The Lions Of Marash, State Üniversity of New York Press,
Albany 1973, s. 5.
23. British Docurnents On Ottornan Arrnenians (BDOA.), Volume (V.), IV, s.
636.
]68 AHMET EytclL
24 Ekim 1895 Perşembe günü saat 11.00 sulannda komite
üyesi olan ve kasaplık yapan Bobos Serkis ile Mehmet arasında
dükkanda tartışma çıktı. Bunun üzerine derhal Ermeniler ile Katolik
ve Protestan Hristiyanlar dükkanlannı kapayıp Müslüman
halka saldırdılar. Aynı günün akşamı komite üyelerinden on bir Ermeni,
Maraş'ın Karamanlı mahallesi sakinlerinden Hafız Mehmet
Oğlu Ali'yi silah Yusufoğlu İbrahim'i de kama ile öldürdü1er24

ZeytCın'da olduğu gibi Maraş mutasamflığı da Ermeni tehdidi
altındaydı. Maraş'ta oturan Ermeniler evlerinde silahlı bir şekilde
toplanmışlar, Zeyttln'dan gelecek işareti bekliyorlardı. Zira bir miral
ay ve dörtyüz asker Zeyttln kışlasında 26 Ekim 1895 Cumartesi'nden
beri beş gündür on bin eşkıya tarafından kuşatma altında
tutuluyordu. Çeşitli cephelerden gelen Ermeniler, Andınn ve
Elbistan ilçelerine bağlı Müslüman köylerini yakıp yıkarak tahrip
ediyordu.
27 Ekim'de görevli olarak Halep'ten Maraş'a göndeıilen bir Ermeni
asıllı sağlık memuru yolculuk esnasında olaylann şiddetini
müşahede etti. Köylerde bulunan müslüman halk, Maraş'ta meydana
gelen olaylar nedeniyle şehir halkına yardım için toplu hale
gelmeye başladılar25

Elbistan ve Maraş'ta bulunan 700 asker, Zeyttln kışlasında ku-
şatma altında bulunan askerleri kurtarmak için buraya gönderildi.
Mutasamflıktan gönderilen 31 Ekim 1895 tarihli telgrafla, Maraş'ta
bulunan kuvvetin isyanı bastırmaya kafi gelmedi ği bildirildi. Yardım
için Halep'ten sevk olunan asker Maraş'a ulaşmak üzere süratle
yola çıktı. Yardım amacıyla gelen kuvvetler yetişinceye kadar acilen
süvari ve piyade askere ihtiyaç vardı. Bu sebeple redif askeri
kumandanına, asker temin etmesi, müdahale ile eşkıyanın bastırIlıp
cezalandırılması emredildi. Güvenlik ile ilgili alınan tedbirler mutasamflığa
bildirilirken Sadrazam da aynı tarihte Seraskere gereğinin
süratle yapılmasını emretti.26
24. BDOA., v. ıv, s. 381.
25. BDOA., V. IV, s. 636.
26. 19 Teşrinievvel i331-31 Ekim i895 Perşembe günlü yazı. BOA., Y.A.HUS.
338/8 i.
1895 MARAŞ VE ZEYTUN lSY ANI 169
Maraş Ermenileri, isyan çıkarmak amacıyla Maraş'ta bulunan
20 evi boşalttılar, içine silah ve mühimmat doldurdular; siper için
taş ve tuğladan yapılmış duvarlardan mazgal delikleri açtılar.
Ermenilerin 13 Ekim'den beri çıkardıkları huzursuzluklar üzerine
asayişi sağlamak amacıyla 3 Kasım 1895 Pazar günü Maraş'ta
örfi idare ilan edildi ve divan-ı harb-i örfi kuruldu. Böylece emniyet
ve asayiş sağlanarak daha fazla kan dökülmesi önlendi. Gü-
venlik yeniden sağlandıktan 5 gün sonra 8 Kasım 1895 tarihinde
örfi idare kaldınldı. ..27
Dahiliye Nazın ve Şuray-ı Devlet Reisinin 6 Kasım 1895 Çar-
şamba gün ve 1132 sayılı yazısı ile bakanlar kuruluna Halep valisinin
azli teklif edildi. Bu tarihte Maraş, Halep eyaletine bağlı idi.
Maraş ve Zeytfin'da meydene gelen Ermeni meselesinden dolayı
Halep vilayetinin önemi olağanüstü bir şekilde arttı. Sabık sadrazam
Kamil Paşa daha önce Halep valiliğinde bulunarak bu bölge
hakkında tecrübe kazanmıştı. Bu sebeple Halep valisi Hasan Paşa
görevden alınarak yerine 6 Kasım 1895'de Kamil Paşa vali ve vali
yardımcılığına da Dersaadet'te bulunan Hasan Beyatandı. Kaybedecek
zaman olmadığından aynı gün Kamil Paşa istanbul'dan
Halep'e hareket etti.28
Hükfimet tarafından alınan tedbirlere rağmen olaylar bir türlü
önlenemiyordu. Nitekim isyana hazırlıklannı tamamlayan Ermeniler,
16 Kasım 1895 Cumartesi akşamı saat altı sulannda Akdere
kilisesi civarında harekete geçtiler. Emerliyan Karabet ve arkadaşları
"Zeytfinlular geldi! Daha ne duruyorsunuz?" diyerek
bağırdılar. Bunun arkasından iki el silah atarak halka hücum ettiler
ve isyanı başlattılar. akşamla yatsı arasıda alaca karanlıktan istifade
ederek Müslüman halk ile askerin birbirini kırması planlanmıştı.
Çok acı bir olay başlamak üzere iken, mutasarrıf tam zamanında
buraya gelerek ikna edici konuşmalanyla Müslüman halkı yatıştırdı
ve muhtemel bir faciayı önledi. Daha sonra bu tahrik edici hareketin
tahkikatı yaptınldı.
27. BOA., Y.A.HUS. 329/2.
28. Bakanlar Kurulunun 25 Teşrinievvel 13 i1-6 Kasım 1895 - tarih ve 1132 sayılı
kararı, BOA., Y.A.HUS. 339/18.
J7(L AHMET EY1C1L
Ermeniler, 18 Kasım 1895 Pazartesi günü akşamı saat altı sularında
belediye karakolu civarında bulunan Kamburoj~lu Serkis'in
evinde toplandılar, caddeden geçen Müslümanlar üzerine ateş açarak
on iki yaşında bir çocuk ile bir adamı öldürdüler, Restebaiye
Mahallesinde Bayramyan Saçrek'in evinde toplanan Bayramyan
Saçrek'in oğlu Agopciyan, Emerliyan Mıgırdıç, Emerliyan Mı-
gırdıç'ın kardeşleri, oğulları ve arkadaşları tarafından gelip ge-
çenlere atılan kurşunlarla Kayabaşı Mahallesinden Hacı Ağa öldü
ve Solakoğlu Hüseyin'de ağır yaralandı. Bu arada Şekerdere, Künbet,
Akdere, Kırklar Kiliseleri ve Ermeni liderlerinin evlerinden,
devriye gezen jandarmaya ve yolda yürüyen Müslüman halk üzerine
ansızın kurşun yağdınldı. Arkasından Ermeniler, Maraş'ta ya-
şayan halkı ve evlerini tamamen yakmak için, daha önce boşaltmış
oldukları evlerini ateşe verdiler. Aynı anda şehrin çeşitli yerlerinde
yangın çıktı. Atılan kurşunların etkisi ve yanmakta olan evlerin harareti
ile Künbet ve Akdere kiliselerinde bulunan barut, mühimmat
gibi yanıcı ve patlayıcı maddeler ateş aldı. Bir tarafda tüfek sesleri
ve yağmur gibi yağan kurşunun etkisi, diğer yandan yangının etrafa
yayılması ve kiliselerde bulanan barut gibi maddelerin tutuşarak
patlaması, şehri bir anda yangın alanına dönüşmesine neden oldu.
Olaylar karşısında soğukkanlı ve kararlı davranan Maraş Kumandanı
Ziya Paşa, diğer komutanlar, mülki erkan, memurlar, askerler,
polis ve jandarma isyanı bastırmak için bozguncuların üzerine
gittiler. Gösterilen olağanüstü gayretler sonunda tulumba ve
kaplarla taşınan su ile yangın söndürüldü. Büyük bir felaketin önü
alınarak şehir tamamen yanmaktan kurtarıldı. Bu olayda 150 ev
yandı. Ayrıca bir asker şehit bir asker yaralı, jandarmadan bir şehit
üç yaralı, Müslüman halktan 27 şehit, 31 yaralı ve gayrimüslim tebaadan
98 ölü 83 yaralı zayi at verildi.
Yangın söndürüldükten sonra yapılan araştırmada. mühimmat
deposu olarak kullanılan Şekerdere kilisesinin yerinde bir demir top
gülle ele geçirildi. Ayrıca Ermenilerin kasten yaptıkları kendi evlerinde,
barut ve dinamit gibi yanıcı maddelerin nümuneleri bulundu.29
29. Maraş komiserliğinden gönderilen 8 Teşrinisani 131 - 23 Kasım 1895 tarihli
yazı, Hüseyin Nazım Paşa, a.g.e., s. 126.
1895 MARAŞ VE ZEYTON tSY ANI 171
20 Kasım 1895'te Maraş'ta Ermeniler tarafından birçok Müslüman
öldürülünce buna dayanamayan halk, katill~re karşı ayaklandı30
. Önce askerler, Ermenileri teslim olmaya davet etti ise de
buna evlerinden silahla ateş ederek cevap verdiler ve çok sayıda insanı
suçsuz yere öldürdüler. Ermeniler, bin anda şehrin muhtelif
yerlerinden ve dört mahallesinde yangın çıkararak Maraş'ı ateşe
verdiler. Olaylar çok tehlikeli bir duruma geldi. Asayişi sağlamak
için Ermeniler üzerine kuvvet gönderildi ve şehir bombalanmadan
katiller etkisiz hale getirildi. Aynı gün öğleden sonra isyan bastınldı
ve Müslüman halk yatıştınldı3'• 20 Kasım'da Maraş'ta meydana
gelen saldın hareketlerinin aynısı Antep'te de meydana geldi.
Ermeniler, Antep'te Müslümanların evlerine dinarnit attılar, şahri
çeşitli yerlerden ateşe verdiler ve suçsuz 200 Müslümanı şehit ettiler.
32
22 Kasım 1895'te Ermeniler, çeşitli yerlere, Müslümanlan tehdit
eden bildiriler astılar ve bu bildirileri bütün yandaşlanna da-
ğıttılar.33 Ermenilerin hareketlerini destekleyen Alman elçisi Count
Hatz Feld, Maraş ve Zeytı1n'da isyan eden Ermenilere merhametle
muamele yapılması konusunda girişimlerde bulunarak Türk askerinin
barbarca davrandığını iddia ettp4. Şehirde bombalanan yerleri
tetkik için Birleşik Devletler temsilcisinin geldiği şayiası yayıldı.
Fakat hükümet yetkileri bu dedikodunun doğru olmadığını
açıkladılar35

22 Kasım sabahı birkaç jandarmanın öldürülmesi ve evlerin
ateşe verilmesiyle Maraş'ta karışıklık devam etti. Ziver Paşa ve
Binbaşı Ali Bey güvenliği sağlamak amacıyla cadde ve sokaklara
jandarma ve askeri devriye koydu, çeşitli semtlere bekçiler yerleştirdi.
Şehrin dört bölgesinde başlayan yangın kontrol altına alındı
ise de zaman zaman devam etti. Bu esnada ortalığı yatıştırmak
30. BDOA., V. IV, s. 524.
3 ı. BDOA., V. IV, s. 547.
32. BDOA., V. IV, s. 548.
33. BDOA., V. IV, s. 584.
34. BDOA., V. IV, s. 573.
35. BDOA., V. IV, s. 574.
~---------------.-----'~~~~-'''-
ın AHMET EYtCtL
etti.
ıçın Hristiyanların ruhani lideri Notabel, Ermenilerin güvenliğini
garanti ederek Müslümanların alışveriş yapmaları için dükkanlarını
açtırmaya çalıştı. Zira bu tarihte şehirde ticari yerleıin çoğu Ermenilerin
elindeydi36

23 Kasım'da hayatları garanti edilen Ermenilere, silahlarını teslim
etmeleri uyarısında bulunuldu. Eğer uyarılara uyulmazsa sonuçtan
kendilerinin sorumlu olacağı hatırlatıldı37
• Hükümeti tarafından
isyanın bastırılacağına Ermeniler de inanıyorlardı. Buna
rağmen silahlarını teslim etmek istemediler. Fakat yapılan uyarıdan
çok korktular. Zira devam eden bu karışıklıkta Ermeniler veya
Müslümanlar bir katliama maruz kalabilirlerdi.
Rahip Notabe1'in nasihat ve tavsiyelerine rağmen korku içinde
olan Ermeniler 24 Kasım'da dükkanlarını açmadılar38
• Aynı tarihte,
Urfa, Antep ve Maraş bölgesinde Ermeniler lehine faaliyetlerde bulunan
İngiliz konsolos vekili tutuklandı39
• Bu tarihte Halep'te 13, İskenderun'da
20, Antep'te 1, Maraş'ta 4, Antakya'da 2 olmak üzere
toplam 40 İngiliz vatandaşı bulunuyordu. Ayrıca İngilizlerin himayesindeki
250 kişi de Halep'te oturuyordu. Yani toplam 290 kişi
İngilizlerin koruması altındaydı. Konsolos vekili ve dij~erlerinin tutuklanması
çeşitli sıkıntılara sebep oldu. Zira bunun İngiltere'nin
resmi işlerini görüyorlardı. İşte bu nedenle İngilizler tutuklamalardan
memnun olmadılar"°.
Karanlık Dere Toplantısı
Hınçak Komitesi'nin Londra'daki genel merkezi, aftan41
yararlanan
Baran Agasi'yi42 Kilikya'ya gönderdi43

36. BDOA., V. IV, s. 573.
37. BDOA., V. IV, s. 582.
38. BDOA., V. IV, s. 582.
39. BDOA., V. IV, s. 633.
40. BDOA., V. IV, s. 634.
41. ll. Abdulhamit, 23 Temmuz 1895 tarihinde Ermeniler hakkında genel af ilan
42. Haçin kazasında doğmuş olan Agasi, Amerika'da ve tngiltere'de öğrenim gördıL
i890 Kumkapı olayına karıştı, daha sonra arkadaşlarıyla beraber Amerika'ya kaçtı. Komitacı
arkadaşlarıyla birlikte i893 yılında Kıbrıs'a gitti, oradan çok miktarda silah ve cep-
r---
i
1895 MARAŞ VE ZEYTUN İSYANl 173
Zeytün Ermenilerini silahlı bir şekilde teşkilatlandıran44 Agasi
ile Bartholomeos Yartabet ve arkadaşlan 16 Eylül 1895 tarihinde
Zeytün ile Fırnız arasında bulunan Karanlık Dere denilen yerde bir
toplantı yaptılar. Bu toplantıya 100 Ermeni komİte üyesi katıldı.
Toplantıda Papaz Yartabet Bartholomeos, Papaz Termardios ve
Nazaret Yenidünya gibi Ermenilerin ruhani liderleri ile köy temsilcileri
de bulundu. tki saat süren toplantıda Zeytfin'da yapılacak
isyanın planı hazırlandı.
Plan gereği, her tarafta isyan başlatılacak, haberleşmeyi engellemek
için telgraf telleri kesilecek, 4.000'i silahlı olmak üzere
6.000 Ermeni Zeytfin'daki kışla ve hükümet binasına saIdıracak, subaylar
ve askerler esir edilerek, silah ve mühimmat deposuna el konulacaktı45,
İsyanın Başlaması
Zeytün ve çevresinde meydana gelen olaylann gittikçe bü-
yümesi üzerine asker, 2 Ekim 1895 tarihinde kazaya 7 saat mesafede
olan Ceyhan Nehri kenannda karargah kurdu. Alınan bu askeri
tedbirin amacı; muhtemel bir ayaklanmayı vaktinde önlemekti.
Ancak İngilizler, alınan bu askeri tedbiri, Ermenilerin toptan öldürüleceği
şeklinde yorumladılar ve Dışişleri Bakanlığına müracaat
ederek Ermenilerin korunmasını istediler. Bunun yanısıra Ermeniler,
teslim olmalan için hükümetin hoşgörülü ve insancıl yaklaşımından
da memnun olmadılar46
,
hane alarak ZeytOn'a gönderdi. Yelkenli bir gemi ile Antakya'nın Süveydiye köyüne girdi
ve burayı karargah merkezi yaptı. Baran Ağasi, Melih, İbah ve Heraçyan adındaki arkadaşlarıyla
Suveydiye köyünde yaşayan Ermenilerin tamamını Hınçak komitesine üye
yaptı. Komiteye üye yaptığı arkadaşlarından Harputlu Tüfekçiyan Serkis'i Vahan müstear
adıyla Haleb ve Antep'e göndererek buralardan 110 lira para toplattı. 1894 Mart ayı ba-
şında Maraş'a gelen Agasi, ZeytOn Ermenileriyle toplantılar yaptı ve bu bölgedeki Ermenileri
silahlı bir şekilde teşkilatlandırdı.
43. Hüseyin Nazım Paşa, a.g.e., s. 146.
44. Erdal nter, "Ermeni Meselesi'nin Perspektifi ve Zeytfin İsyanları, Ankara
1995, s. 145-146.
45. İlter, a.g.e., s. 146.
46. BDOA., V. IV, s. 503.
174 AHMET EYtCtL
Takviye birlikleri Zeytfin'a gelmeden önce burada bulunan 420
asker silahlarını bırakarak isyancılara teslim olmuş ve daha sonra
bunlar Ermenilerce esir edilmişti47
• Bu durum üzerine Mutasamf,
tedbir olarak 2500 askeri 4 Ekim 1895'te Maraş'tan Zeytfin'a gönderdi.
Gönderilen asker sayısının daha fazla olduğunu iddia edenler
de bulunmaktadır.48
Baran Agasi, Melih, İbah ve Heraçya ile 1895 Ekim ayı sonlarında
Zeytfin'a bağlı Alabaş köyüne giderek buradaki Ermenileri,
Hınçakyan Komitesine üye yaptı, bunlara silah ve mühimmat da-
ğıttı.
Baran Agasi'nin yaptığı faaliyetlerden haber alınır alınmaz gelişmeleri
yerinde incelemek amacıyla Zeytfin'da bulunan Urfalı
Mustafa ve Döngeleli Süleyman adındaki jandarmalar tanınmaması
için sivil kıyafetle Alabaş köyüne gönderildiler. Ancak Ermeni eş-
kıya, sivil kıyafetle gönderilen iki jandarmayı öldürdü49

Baran Ağasi yaptığı çeşitli toplantılarda; silah ve paranın komite
tarafından verildiğini, ayaklanma başlar başlamaz İngiliz donanmasıııın
Mersin ve İskenderun limanına gelerek yardım edeceğini
ve Halep'teki İngiliz konsolosuyla devamlı görüştüğünü
söylediso.
Kısa zamanda Zeytfin, Fımız, Geben, Alabaş civarına 15.000
Ermeni eşkıyası toplandı. Bunlara Antep, Urfa, Halep, İskenderun,
Haçin, Kayseri ve Maraş gibi yerlerden silah ve para yardımı gönderildi.
Polis Ahmet Efendi, Hınçakyan Komitesinin postacılık hizmetinde
bulunan ve Maraş'ın Şeyhadil Mahallesinde oturan Külüz
oğlu Osep'i 22 Ekim 1895 Salı günü yakaladı. Komite üyeleri,
Polis Ahmet Efendi'nin görevini yapmasından çok rahatsız oldular.
47. tngilizlerin yanlı ifadelerine göre ZeytOn'a 4. ve 5. Ordudan 20 tabur asker çağ-
rılmış ve yardım amacıyla çağrılan askerlerin toplam sayısı 60.000 olmuştu.
48. BDOA., V. LV,s. 438.
49. Hüseyin Nazım Paşa, a.g.e., s. 146.
50. İlter, a.g.e., s. 146.
1895 MARAŞ VE ZEYTÜN lSY ANI 175
Bu sebeple komite üyesi olan Kör Nazur, Dillo'nun oğlu Artin,
Arikban Armenak ile 10 Ermeni, Polis Ahmet Efendi'yi öldürmek
üzere harekete geçtiler. Fakat Polis Ahmet Efendi'yi bulamayınca
onun yerine rastladıkları Gömleksizoğlu Mehmet'i öldürdüler'!.
İngilizler, II. Abdülhamit'in altı büyük devletin tavsiyesine ihtiyacı
olduğunu ve isyancılara karşı koyan Kürtlerin hareketlerini
önlemeye söz verdiğini iddia ettiler52
• Yaptıkları katliam nedeniyle
Ermenilere misilleme yapılmasından çok korkan İngilizler, Kürtlerin
isyancılara karşı savunmaya yönelik eylemlerini valilikler vasıtasıyla
önlemeye çalıştılar.
Ermenilerin saldınsından sonra hükümetin olayları kısa zamanda
önlemesi çok zordu. Verilen emirleri, komutanın hemen yerine
getirmesi de mümkün değildi. Komutan, 19 Ekim 1895 günü
askerin isyancılar üzerine topla gitmesini emretmiştiı Bu emir gereği
isyancılar iki gün içinde teslim olmazlarsa, üzerlerine gidilecek
ve silahları zorla alınacaktı.
Gelişen olaylar karşısında Ermenilerin İngilizler tarafından
desteklendiğini çok iyi bilen Padişah, reformları uygulayacağı konusunda
İngiltere'nin kamuoyuna açıklama yapmasını, yetkililerinin
Patrikhane aracılığıyla Ermenilere sakin olmaları ve
problem çıkarmamaları hakkında nasihat etmesini istedi.'J Bunun
üzerine İngiltere, Ermenilere bir talimat göndererek sakin olmalarını
ve kendi başlarına hareket etmemelerini tavsiye etti.'4
Suçatı'nda bulunan 600 Ermeni eşkıyanın, Kumarlı köyündeki
Müslüman halkı basması üzerine buraya gönderilen Jandarma Binbaşı
Hacı Mehmet Efendi ile altı süvari 26 Ekim 1895 tarihinde
şehit edildiler." 25 Ekim Cuma günü Ermeniler, Müslümanlar
Cuma namazında iken halka saldırdılar. Bu saldında Maraş,
Zeytün, Bitlis Gümüşhane, Bayburt ve Harput'ta toplam 173 Müs-
51. Hüseyin Nazım Paşa, a.g.e., s. 147.
52. BDOA., V. LV,s. 585.
53. BDOA., V. LV,s. 528.
54. BDOA., V. LV,s. 529.
55. Hüseyin Nazım Paşa, a.g.e., s. 147.
176 AHMET EY1CIL
lüman şehit edildi ve 179 Ermeni öldü. Aynı gün Zeytfin'da 2000
Ermeni eşkıyası toplandı ve 5 jandarma ile bir komutan şehit edildi.56
Bu arada Maraş'ta bulunan Ermeni saldırganlar, 27 Ekim'de
çevre köyleri tedhiş hareketleriyle rahatsız ettiler.57
Ermeniler, 31 Ekim 1895'te Maraş ve Zeytfin arasındaki askerleri
çember içine aldılar.58 Eşkıyanın saldınsı karşısında asker
harekete geçti ve karşılıklı çatışma 01du.59 Aynı gün Andınn'da da
çatışma oldu. İngilizler Andınn ve Zeytfin'da meydana gelen çatışmaları
Ermeniler lehine bastırmak amacıyla İskenderiye'ye savaş
gemilerinin gönderilmesini istediler.60 İngilizlerin müdahalesiyle isyanın
boyutları çok genişledi. Bunun üzerine Sadrazam katliama
fırsat verilmeden gerekli tedbirlerin alınacağını ve ayaklanmanın
bastınlacağını açıkladı. Sadrazam'ın ileriye yönelik muhtemel gelişmeleri
dikkate alan açıklamalarından İngilizler memnun oldular.
Ayrıca bu tahrik edici ortam içinde Patrik, Ermenilere sakin olmaları
çağrısında bulundu61

Fakat karşılıklı görüşmeler ve iyi niyete dayalı hareketler pek
yararlı olmadı. 31 Ekim 1895 günü Ermeni eşkıyası tarafından Nedirli
köyü basıldı. Bu baskın sonucu, köylülerin evleri yakıldı, eşya,
mal ve hayvanları gasp edilerek halkı da toptan katledildi. 2
Kasım'da da Maraş'a bağlı Kürtül köyü basıldı ve bu köyde bulunan
57 ev yakıldı. Köylülerden çapanoğlu Hasan ve Karabıçakoğlu
Osman diri diri yakılarak öldürüldü. Aynı gün Çukurhisar
köyünün Müslüman halkına hücum edilerek, bu köyden de
180 ev yakıldı; 150 erkek, 40 kadın ve 95 çocuk olmak üzere toplam
285 kişi katledildi.62 İsyan hareketini genişleten eşkıya, Baydemir
ve Beşenli köylerine saldırdı, halkın evlerini yaktı ve mallarını
gasp etti, kadın, çocuk ve yaşlı demeden toplu katliam yaptı.6
'
56. BDOA., V. IV, s. 381.
57. BDOA., V. IV, s. 375.
58. BDOA., V. IV., s. 407.
59. BDOA., V. IV, s. 413.
60. BDOA., V. IV, s. 360.
61. BDOA., V. IV, s. 365.
62. Hüseyin Nazım Paşa, a.g.e., s. 147.
63. 18 Teşrinisani - 30 Kasım 1895 tarihli yazı, BOA., Yıldız Tasnifi MHtenevvi
Maruzat (Y.MTV.), 132/90.
i895 MARAŞ VE ZEYTUN İSY ANI 177
İngiltere'nin Halep konsolasu, 12 Kasım 1895 Salı günü Çerkez
Merkez'i İngilizler adına casus olarak Maraş'a gönderdi.64 Buradaki
misyonerlerle birlikte elde ettiği bilgileri konsolasa i1etmekle
görevli olan Çerkez Mehmet, kendisine verilen gizli
mektubu imha etmek zorunda kaldı. Çerkez casusun konsolasa verdiği
bilgiye göre, Maraş'ta 4 tabur asker vardı. Bunlardan 3'ü Hamidiye
Köprüsünde diğeri Ceyhan Nehrindeki ilk köprünün yakınında
konuşlandırılmıştı. Zeytfin'a dört saat mesafede olan ikinci
köprü ise 19 Ekim'de isyanın ilan edilmesiyle Ermeniler tarafından
yıkılmıştı.
Andırın'da môydana gelen karışıklıkları önlemek için ali Bey
komutasındaki 4 tabur asker Andırın bölgesine yerleştirildi. Bir
tabur, Maraş yakınındaki köylere, diğer biri de acilen Maraş'a ulaş-
mak üzere harekete geçti. Çeşitliyerlere yerleştirilen askerlerin
merkez karargah komutası Çerkezlere verildi. Halep Kumandanı
Ethem Paşa, Maraş Kumandanı Mustafa Remzi Paşa, hatta Sait ve
Ziver Paşalar Çerkezdi.
Büyük bir Çerkez grubu ile Hamidiye askeri Maraş'a ulaş-
tığında, İngiliz konsolosuna casusluk yapan Çerkez Mehmet de şehirdeydi.
Çerkezler aktif hareket ederek Ermenilere saldırmak istediler
ve bu amaçla şehrin her tarafına dağıldılar. Bunu önlemek
için casus Çerkez Mehmet, Mutasarrıfla görüştü ve ona, Maraş'ta
Çerkezlerin hizmetine ihtiyaç bulunmadığını, sessizce evlerine gitmelerinin
daha uygun olacağını, Maraş'ın gereksiz şekilde karıştırılarak
halkın tahrik edildiğini söyledi. Eğer Çerkezler evlerine
gitmezlerse ayaklanmaya ve muhtemel acı olayşIarın yaşanmasına
sebep olabileceklerini belirtti. Casusun, mutasarrıfı ikna etmesi sonucu
Çerkezlerin Ermenilere saldırması ve diğer hizmetleri
hükfimetçe önlenmiş oldu65
• Çerkez Mehmet daha sonra yaptıklarını
64. Çerkez Mehmet İngilizlerin güvendigi sadık bir ajandı. Yedi yıldan beri Hanry
Dr. Bernhard tarafından tanınıyordu. Ayrıca daha önce Sir Charles Wilson ve Konsolos
Richard ve Mr. Cameron'un hizmetinde bulunmuştu. Çerkez Mehmet İngilizler adına
Antep ve Maraş'ta halk arasında sessizce ve sinsi sinsi gezerek önemli hizmetlerde bulundu.
BDOA., V. IV, s. 643.
65. BDOA., V. IV, s. 642.
178 AHMET EY1C1L
açıklayınca İngilizler namına çalışan diğer ajanlar da tesbit edildi.
Böylece kimlerin basit çıkarlar uğruna, kimler adına casusluk yaptığı
ortaya çıktı66

14 Kasım'da Maraş'ta meydana gelen karışıklıkta 40 Ermeni
öldürüldü ve 300 Ermeni de yaralandı. Şehrin biraz dışında olan
Karamanlı mahallesinde 20 Ermeni evi yağmalandı ve bunlardan
5'i yakıldı. Kiliseler ve dükkanlar açılmadı. Çevre köylerde halk,
Hristiyanlara karşı harekete geçti. Ermenilerin yaptıkları katliamlar
karşısında halk arasında kendini savunmak amacıyla adeta "gavur"
öldürme işi meşrulaştı. Savunmaya yönelik bu meşru karşı koymayı,
İngilizler, "Müslümanlara Ermenileri öldürme izni verildi"
şeklinde yorumladılar. Hatta öldürülmüş Ermenilere ait cesetlerin
kırlara bırakıldığını ve intikam almak için silahlı Müslüman milislerin
yolların kenarına sıra sıra dizildiğini iddia ettiler67

Ermeniler, 14 Kasım 1895 Perşembe günü saat II 'de Andırın'a
saldırdırarak çocuk yaşlı demeden Müslüman halkı öldürdüler, evleri
ve hükumet binasını yaktılar. Eşkıya tarafından Andırın'ın ku-
şatılmasıyla Maraş tam bir ateş çemberi içinde kaldı. Planlı bir şekilde
ve kısa zamanda şehir ateş çemberi ile sarılınca halk paniğe
kapıldı68

Kin ve intikam alma duygusu içinde olan Ermeniler 18
Kasım'da Maraş ve Andırın'da katliam yaptılar ve burada konuşlandırılan
askerlerin çoğunu şehit ettiler. Aynı gün meydana
gelen ayaklanmada Maraş'ta üç küçük kilise ile kalenin alt tarfında
bulunan Ermenilerin oturduğu Şekerdere semti tamamen yakılarak
yok edildi.
Andırın katliamından sağ kalan kadın ve çocuklar Maraş'a getirildiler69•
Mağdur olanlar yetkililerce himaye edildi ve bir kısmı da
camiIerde toplandı. Maraşlılar, Ermenilerce malları yağma edilerek
66. BOOA., V. IV, s. 643.
67. BOOA., V. IV, s. 636.
68.18 Teşrinisani- 30 Kasım 1895 tarihli yazı, BOA., Y.MTV. 132/90.
69. BOOA., V. IV, s. 642.
ı..... ~_.~ ..
1895 MARAŞ VE ZEYTON tSY ANI 179
mağdur hale gelen Müslüman halkın yardımına koştular ve acil ihtiyaçlarını
karşıladılar. Müslümanların cenaze hizmetlerini belediye
yürüttü. Belediye aynı hizmeti Ermenilere de yaptı. Cenazeler içinde
bulunan bir rahip ve birkaç Ermeniyi de Müslüman cenazeleri
gibi törenle defnettirdi. İngilizler, belediyenin yaptığı hizmeti ve
Müslümanların maruz kaldığı katliamı görmezlikten gelerek Ermenileri
savundular.
Beklenmedik gelişmeler karşısında Maraş'ın asayiş ve gü-
venliğini örüşmek üzere, vali başkanlığında askeri ve mülki erkan,
ülerna, memleketin ileri gelenleri, eşraf ve ruhani reisler 30 Kasım
1895 Cumartesi günü Halep'te bir toplantı yaptılar. Bu toplantıda
bölgenin asayiş ve güvenliği ile ilgili konular görüşüldü. Ayrıca ruhani
reisIerin Padişaha bağlılıkları tekrarlandı. Bunun yanısıra eş-
kıyayı bastırmak için alınması gereken tedbirler belirlendi.
Zeytiin' aSaldırı
Zeytun Kaymakamının evi 14 Ekim 1895 tarihinde kurşunlandı
ve sürekli taciz edici hareketler yapıldı. Ermeni Hınçak Komitesi
19 Ekim 1895 tarihinde isyanı başlattığını ilan etti. 30 Ekim 1895'te
Zeytun kışlası işgal edildj7°. 1 Kasım'da da ka.le işgal edildi ve garnizonda
bulunan askerler iki topu bırakarak kaçmaya mecbur oldular.
Toplanmış olan 8.000 Ermeni eşkıyası üzerine asker gönderiIdi?!.
Kışlada bulanan 300 asker katledildi ve birçok askerin
ayaklarının derisi yüzüldü. 9 Kasım 1895 tarihinde Zeytun'da meydana
gelen olayesnasında Ermeni cinayetlerinin yanısıra kazanın
güvenliğini sağlamakla görevli asker de görevini yapmadı ve silahlarını
Ermeni eşkıyasına teslim etmek zorunda kaldın, Bu gelişmeler
nedeniyle Zeytün kazasında güvenlik tamamen ortadan
kalktı.
70. Hocaoğlu Mehmet, Arşiv Vesikalarıyla Tarihte Ermeni Mezalimi ve Ermeniler,
İst. 1976, s. 306.
71. BDOA., V. LV,s. 441.
72. Makam-\ Seraskeriyenin LOŞubat 131-22 Şubat 1895 tarih ve 141 sayılı yazısı,
BOA., Y.MTV. 113/52.
180 AHMET EYtCtL
11 Kasım 1895'te Zeytfin kumandanı eşkıyaya teslim 01-
malannı önerdi; fakat kabul edilmedi.73 Aynı gün eşkıya tarafından
Maraş ile Zeytfin arasında bulunan Cihat Köprüsü yıkıldı ve böylece
kazaya gidecek olan askerin ulaşımı engellenmiş oldu. 12
Kasım 1895'te Zeytfin ile haberleşmeyi sağlayan telgraf telleri kesildi
ve aynı gün Kürtül köyü basıldı, köyde 7 ev yakıldı. Çapanoğlu
Hüsnü yakılarak öldürüldü. Kara Bıcanoğlu Osman yaralandı.
14 Kasım Perşembe günü saat ll'de 700 sila.hlı ve buna
ilaveten 100 de katırlı, asker elbiseli ve martin tüfekli yardım birliğinden
oluşan toplam 800 Zeytfin ve Alabaşı Ermeni eşkıyası Andınn'a
saldırdı. Eşkıya, hükfimet binasını yaktı, Müslümanlan katletti,
mal ve eşyalannı gasp etti, memurları ve birçok halkı esir
alarak Zeytfin'a getirdi.
12 Kasım'da Andınn'a saldıran eşkıya şehri ateşe verdi. Ermenilerin
saldınsı karşısında Maraş'ın kuzeybatısında bulunan köylerde
bulunan halk eşkıyaya misillernede bulundu. Yaptıklannın
aynısıyla karşılık gören binlerce Ermeni panik içinde kaldı, korku
ve endişeyle sokaklara ve evlere sığındı.74Andınna saldıran 800 Ermeni
eşkıyası 14 Kasım 1895 Perşembe günü Gebeİı köyünü bastı,
burada 5 ev yaktı ve birçok Müslümanı da katletti. 15 Kasım Cuma
günü ise 2.500 eşkıya Göksun'a hücum etti. Ancak buradan yardım
için Zeytfin'a doğru ilerleyen asker tarafından eşkıyanın Göksun'a
saldınsı etkisiz hale getirildi ve Ermenilerin herhangi bir saldında
bulunmalanna fırsat verilmedj75. 16 Kasım'da Çukurhisar'da eşkıya
8 kişiyi öldürdü ve 15 kişiyi yaraladı. Bunun üzerine asayiş ve gü-
venliği sağlamak amacıyla buraya asker gönderildj76. Aynı gün Andınn
isyancılar tarafından yakıldı. Andınn ve ZeytGn arasındaki
bölgede katliam şeklinde olaylar devam ediyordu. Gelişen isyan
karşısında cesaretini kaybetmeyen askeri yetkililer, iki hafta içinde
Zeytfin problemini çözmek için hemen harekete ge~;erek buraya
asker yerleştirdiler77.
73. BDOA., V. IV, s. 477.
74. BDOA., V. IV, s. 636.
75. Hüseyin Nazım Paşa, a.g.e., s. 100, 107, 109, 147, 148.
76. BDOA., V. IV, s. 567.
77. BDOA., V. IV, s. 511.
1895 MARAŞ VE ZEYTÜN lSY ANI 181
İngilizler, isyan hareketinin zayıflaması karşısında 17
Kasım'da teslim olan Zeyti'inlulara askeri ve sivil yetkililerce iyi
muamele yapılmasını istediler78. Ermenilerin teslim olmaya zorlanmasından
endişe eden İngilizler, herhangi bir yanlışlığın olmaması
konusuna son derece dikkat ettiler79
• Ermeni asilere hoş-
görü ve merhametle muamele yapılmasını önerdiler ve bu öneriye
uyulması sonucunda Avrupalı devletlerin memnun olacağını bildirdiler.
İngilizlere göre merhametle muamele yapılırsa, bu uygulama
sonucunda Türklerin suçsuz olduğu ve katliaını yapanların
Ermeniler olduğu ispatlanmış olacaktı80

İngilizler, 20 Kasım 1895'te beş kişilik bir komisyonun
Zeytun'a gönderilip isyancıların ikna edilmesi ile kan dökülmesinin
önleneceği ve Zeyti'in'u kuşatan askerin geri çekileceği görüşünü
açıkladılarsı. Bu görüşü kapsayan Lord Salisbury'nın mesajı, Sadrazam'a
ve Padişah'a iletiIdi. Padişah cevabında, Ermenilere merhamet
ve hoşgörü ile muamele yapıldığını, ancak şu andaki isyanda
olduğu gibi her zaman saldında bulunduklarını, barış için komutana
müracaat etmeleri gerektiğini bildirdi. Ayrıca askere karşı
direnmeyenler için bütün valilere merhametle muamele yapmaları
emrinin gönderildiğini, teslim olmadıkları takdirde iki gün içinde
üzerlerine gidileceğini, silahları alındıktan sonra cezalandınlacaklarını,
daha önce kabul etmiş oldukları reformların
uygulanacağını belirterek, Patrikhane yoluyla Ermenilere nasihat
edilmesini istedi. Bu cevap karşısında Salisbury, Padişah'a reformların
uygulanacağı konusunda güvenmediğini, fakat iyi niyetine
saygılı olduğunu ifade etti82

20 Kasım 1895'te Zeytun'da da Ermeniler birçok Müslüman
köyünü kuşaratak ateşe verdiler. Burda da isyancılar gasp ve katliam
yapmaya başladılar. Olayların daha fazla genişlemesini önlemek
amacıyla acilen Zeyti'in'a asker gönderildi ve Ermenilere
karşı gerekli caydıncı tedbirler alındı.
78. BDOA., V. iV, s. 518.
79. BDOA., V. LV,s. 524.
80. BDOA., V. IV, s. 525.
81. BDOA., V. LV,s. 540-541.
82. BDOA., V. IV, s. 570-571.
182 AHMET EytCtL
Savunmasız kalan Müslümanlar, Ermenilerin katliamını önleyeceğine
inandıkları Türk kuvvetlerinin Zeytfin'a gelmesinden
çok memnun oldularX].
Zeytun olayları üzerine Ermenilerin İstanbul'da harekete ge-
çeceği haberi alınınca derhal önleyici tedbirler alınmaya başlandı
ve Patriğin Ermenilere giderek nasihat etmesi istendi. Bunun üzerine
Patrikhane yetkililerinden biri Ermenilere giderek nasihatta bulundu
ve bölece huzursuzluk önlendix4

Ermeniler, 27 Kasım'da Zeytfin'da yine katliam yaptılar. Yapılan
zulme karşı yetersiz kalan güvenlik güçlerinin yanısıra halk
da kendisini savunmak amacıyla hazırlıklarını tamamlamaya baş-
ladıx5
• Tedhiş eylemini sürdüren eşkıya, 4 Aralık 1895 tarihinde
Maraş'a altı saatlik mesafede bulunan Demerek ve Sarılar köyünü
bastı ve 40 evi yaktı.86 Ermenilerin katliamı üzerine asker harekete
geçti. Aynı gün Halep İngiliz konsolosu Maraş kumandanına telgraf
çekerek askerin geri çekilmesini istedi. Hariciye Nazırlığı
Zeytfin'da tutuklu bulunan Türklerin Ermenilerce öldürüldüğünü
bildirirken diğer yandan İngiiz temsilcisi Mr. Barnham da, 7 tutuklu
Türkün Ermenilerce öldürüldüğünü itiraf etti. Bu açık itirafa
rağmen İngilizler bir türlü askeri harekatın yapılmasını, Ermenilerin
katliam yaparak Türkleri öldürdüklerini ve komisyon tarafından
alınmış ortak kararlan kabul etmek istemediler8
?
10 Aralık l895'te Maraş ve Kayseri'de bulunan Müslümanlar
Ermenilerin zulüm ve katliamı karşısında harekete geçtiler. Diğer
yandan Maraş'ta şehir merkezine toplanan halk kendilerinin gü-
venliğini sağlayamayan kumandanı eleştirdi. İngilizler ise, bu hareketixx
kumandanın hazır olan askere Ermenileri katletmeler için
emir verdi, şeklinde yorumladı.
83. BOOA., V. ıv, s. 584.
84. BOOA., V. IV, s. 583.
85. BOOA., V. IV, s. 636.
86. Hüseyin Nazım Paşa, a.g.e., s. 100, ıo7, I09, 147, 148.
87. BOOA., V. ıv, s. 615.
88. BOOA., V. IV, s. 676.
1895 MARAŞ VEZEYTÜN tSYANI 183
Ruslar, 17 Aralık'ta reformun uygulanmasıyla Zeytfin'da Ermeni
probleminin çözüleceğini belirttiler. Fakat on yıl önce reformun
uyg3ulanmasıyla ilgili talimat Anadolu'ya gönderilmişti.
Aslında Ruslar bu yaklaşımlarıyla Zeytfin'da Ermenilere destek verdiklerini
açıkça ifade ediyorlardı.89
Bir ay boyunca Ermeni eşkıyası Zeytfin ve civarında yaşayan
Müslüman halkın evlerini yaktı, mal ve eşyalarını gasp etti, insanları
öldürdü ve bir kısmını esir aldı. Ermeni eşkıyasının yaptığı
bu cinayetlerin zamanında durdurulamaması ve alınacak tedbirlerde
ihmalkar davranılması onların daha da şımarmasına neden oldu.90
14 Ekim 1895'te kaymakamlığın basılması, 19 Ekimde isyanın
ilan edilmesi ve28 Kasım'da askerin Hamidiye Köprüsü'nün bulunduğu
yere sevk olunması arasında uzun zaman geçti. hyanın ilanıyla
burada yeteri kadar kuvvetin gönderilmesi arasında bu kadar
zamanın geçirilmesinin sebeplerini açıklamak mümkün değildi. İsyanın
bastırılmasında ihmalkar davranıldığından hiç şüphe yoktu.
Zeytfin isyanının bastırılmasında görülen ihmal üzerine Babıaıi,
Halep Valisi Kamil Paşa'ya şu talimatı gönderdi:
"Zeytfin'da çıkn karışıklıklar genişleyerek oradaki askerler esir
olmuşlardır. Maraş'ta bazı karışıklıklar çıkmış olduğundan vilayein
durumu nazikleşmiştir. Vilayet merkezine vardığınızda ilk önce karışıklıkların
önünün alınması ve asayişin sağlanmasına dikkat ve ihtimam
olunacaktır.
Asilerin tenkili için Redif efrfldı toplanılarak askeri birliklerin
kuvvetlendirilmesi kararlaştırılmış olduğundan adı geçen efrad
vakit kaybedilmeden toplattırılıp askeri birliklere gönderilmesiyle
Zeytfin yönüne sevk olunmak üzere paşa ile görüşülerek askeri araç
ve gereçlerin hazırlanmasına dikkat edilecektir.
Bu gibi olayların patlak verme sebeplerinin ortadan kaldırılmasına
çalışıldığı durumlarda, ayaklanmanın genişleyerek
89. BDOA., V. IV, s. 665.
90. Hüseyin Nazım Paşa, a.g.e., s. 100, 107, 109, 147, 148.
184 AHMET EYtCtL
diğer yerlere sıçrama ihtimali bulunduğundan, gerekli tedbirlerin
süratle alınarak isyanın bastırılmasına çalışılacaktır.
Alınacak tedbirler ve yürütülecek işlerle mahalli durumdan,
zaman zaman BabıaH'ye bilgi verilecektir."
ZeytGn'da Ermeni eşkıyasının yaptığı mezalim, 18 Aralık 1895
Çarşamba günü İstanbul'daki bütün yabancı devlet el~;ilerine bildirildi
ve haber olarak dünya kamuoyuna duyurulması için yabancı
gazetelere gönderildU! Aynı gün asker isyancıları ZeytGn'da ku-
şattı. Ermenilerin ikna ile teslim olacakları ümit edildiğinden taarruz
emri geciktiriIdi. Kuşatma altında bile iyi muamele gören Ermeniler,
ellerinde bulunan Müslüman kadın ve çocuklara işkence
yaptılar, Müslüman tutuklulan kılıçtan geçirdiler. Kaza dışında bulunan
eşkıya ise Müslüman köylerine yağmaladı ve yaktı.92
19 Aralık'ta kuşatma devam ederken Ermeniler Müslüman
kadın ve çocuklan öldürmekle suçlandılar. Buna karşı İngilizler
Kürtlerin Ermenileri katlettiği iddiasında bulundular. Katliam
yapan Kürtlerin cezalandırılmadığını ve sudan bahanelerle Ermenilerin
tutuklandığını belirttiler.93
Maraş'ta Ermeni liderlerden Papaz Dergovanet, Ermenilere ait
planları içeren evrakla birlikte 19 Aralık 1895 tarihinde yakalandı.
Yapılan soruşturmada Papaz Dergovanet, isyan hareketlerine Ermeni
Patriği ve Maraş'ın Katalik murahhasının iştirak ettiğini, Ermenilerin
İngiltere'nin askeri yardım vaadından cesaret bulunduklarını
itiraf etti. Bu arada ZeytGn eşkıya reisi, eşkıyanın
uygulayacağı planla ilgili evrakı tasdik ve gerçej~i itiraf etmediğinden
araştırmaya devam edildi.
İsyana katılmak üzere ZeytGn'a gelen ve işlediği cinayetler sebebiyle
beş arkadaşı ile firar eden Toros, Antep'te yakalandı. Toros,
sorgulanması esnasında ZeytGn'da İngiliz kumandanıyla birlikte
91. 8 Kanunuevvel311- 18 Aralık 1895 tarihli yazı, BOA., Y.A.HUS. 34317.
92. BDOA., V. IV, s. 658.
93. BDOA, V. IV, s. 660.
1895 MARAŞ VE ZEYTUN ISY ANI 185
500 kadar silahlı İngiliz ve 10.000 silahlı Ermeni bulunduğunu,
bunların geceleri Kayseri ve diğer yerlerden ZeytOn'a geldiklerini,
kendilerinin bulundukları yerlerde Ermenilerin tamamen martin
marka silah taşıdıklarını ve isyanda bu silahları kullandıklarını söyledi.
Soruşturmadan sonra gözaltına alınan Toros, yargılamak için
Halep'e sevk edildi.94 Ayrıca soruşturma sonucunda elde edilen bilgiler
gizlice Maraş'a gönderildi.
Daha fazla kan dökülmesine meydan vermemek için 21 Aralık'ta
Zeytun'da Ermenilere silahlannı ve isyanı çıkaran elebaşılarını
teslim etmeleri öneriIdi. Bu tarihte suçsuz yere öldürülen
Müslümanları görmezlikten gelen Sir P. Gurrie, Babıali'ya giderek
kuşatma altında bulunan Ermenilerin kurtanlması için gerekli tedbirlerin
alınmasını istedi.95
Maraş ve Antep'te tutuklanan iki Ermeni'nin Zeytun isyanı
hakkında verdiği ifadeleri sonucunda bazı konular açıklık kazandı.
Bunun üzerine Babıali, 21 Aralık 1895'te isyana katılanlar hakkında
gereğinin yapılması hususunda Serasker ve Hariciye Nezaretine
bir yazı gönderdi.96
23 Aralık'ta Gregoryan ve Katolik Ermenileri, elçilere mü-
racaat ederek Babıali ile kendileri arasında aracı olmalarını istediler.
Aynı gün toplanan elçiler, Ermenilerin isteklerini tartışarak
bir konsolasun Halep'e gönderilmesini ve Zeytunlu Ermeniler ile
Babıali arasında aracı olmasını kabul ettiler.9
?
Ermenilerin 20 Aralık'ta ellerindeki Türk esirleri katletmeleri
üzerine askerler, 23 Aralık'ta ZeytOn'u bombaladı; kale yi yakarak
kullanılmaz hale getirdi ve şehri kontrol altına aldı. Muhasara esnasında
kaleden kaçan eşkıya mahkumların bulunduğu hapishaneye
giderek kapıları açtı. Bu kanşıklıkta Ermeniler hiç tanımadıklan
masum insanları öldürdüler. Olayları önlemek isteyen 10 asker ve i
94.7 Kanunuevvel311- 19 Aralık 1895 tarihli yazı, BOA., Y.A.HUS. 342/29.
95. BDOA., V. LV,s. 664.
96. 9 Kanunıevvel 311- 21 Aralık 1895 tarihli yazı, BOA., Y.A.HUS. 342/29.
97. BDOA., V. LV,s. 664.
186 AHMET EYtCtL
memur şehit edildi ve 10 asker de ağır şekilde yaralandı. Zeytfin'da
bu acı olaylar devam ederken Maraş'ta güvenlik sağlanmıştı. Bir
yandan Ermenilerin yaptıkları katliamlardan aşın derecede rahatsız
olan Kürtler ve Çerkezler yollara çıkıp misillerne ile intikam alma
fırsatı kolladılar. Diğer yandan askerler bunlara fırsat vermeden gü-
venliği sağlamaya çalıştılar.98 Zeytfin'da kontrolü ele geçiren komutan,
şehri devamlı muhasara altında tutmak amacıyla iki kilometre
uzakta olan yüksek bir tepeye çekildi ve buraya 500 askeri
konuşlandırdı.99
23 Aralık 1895 Pazartesi günü Zeytfin kışlasına yapılan hü-
cumda Maraş taburundan bir yüzbaşı ve onbeş asker şehit edildi ve
otuzbir asker yaralandı. çatışma esnasında meydanda bulunan eş-
kıyanın ölü sayısı yirmi yedi idi. Kışla ateşe verilmeden evvel eş-
kıya ölü ve yaralılarını sürüklenerek kazaya götürdüj~ünden bunların
sayısı tam olarak tesbit edilemedi.1oo
23 Aralık 1895 Pazartesi günü kışla üzerine hücum edildi. Kış-
lanın önünde bulunan cami ve evler ile hamam, asker tarafından
kontrol altına alındı. Asker buraya yerleştikten sonra bunların üzerine
kışlada bulunan eşkıya tarafından gece saat ona kadar top ve
şiddetli tüfek atışında bulunuldu. Asker de karşılık verdi. Eşkıyanın
şiddetli silah atışından kışlayı ısrarla savundukları ve dolayısıyla
burayı terk etmeyecekleri anlaşıldı. Bunun üzerine mecburi olarak
kışla yaktınldı. Kışlanın yakılması esnasında buraya sığınan Ermeniler
önceden açtıkları gizli menfez ve tünel yoluyla Zeytfin'un
içine firar ettiler. Yangın esnasında askerden ve Ermeni eşkıyadan
yaralanan veya ölen olmadı. Kışlanın ahşap olan kısmı tamamen
yandı ve duvarları kullanılmaz hale geldi.
Eşkıyanın elinde bulunan kolağası ile 40 asker ve 50 sivil halkın
akibetinin ne olduğu bilinmiyordu. Araştırma sonunda bu asker
ve halkın bir Ermeninin evinde esir tutulduğu, tamamının 20 Aralık
1895 Cuma günü şehit edildiği tesbit edildi. Eşkıyanın eline geçen
98. BDDA., V. IV, s. 668-669.
99. BDDA., V. IV, s. 673.
i()(). Mustafa Remzi Paşa'nın 24 Aralık 1895 tarihli telgrafı, BDA., Y.MTV. 133/57.
i895 MARAŞ VE ZEYTUN lSY ANI 187
ve esir tutulan asker ile sivil halkın şehit edildiği haberi 24 Aralık
1895 Salı günü Babıali'ye bildirildi.
Esir alınan askerlerden üçü fırsattan istifade ederek tavan arasında
saklanmış, açlık ve susuzluktan takatları kesilmişti. Katliamdan
4 gün sonra kaçarak kurtulan askerler, 24 Aralık 1895 Salı
günü Miralay Ali Bey'e ulaştılar. 101
Zeytün Ermeni eşkıyası, Müslüman köylerini basarak mal, can,
ırz ve namuslarını ayaklar altına aldı, halkı iple birbirine bağ-
layarak kurşuna dizdi, hamile kadınların karınıarını yarıp çocuklarını
çıkardı, kadınların göğsünü kesti ve "al sana turunçtı diyerek
memelerini kocalarına verdi, kestikleri memeleri zorla
çocuklarının ağzına soktu, süt emen çocukları havaya attı ve dü-
şerken altlarına kılıç, kama, haçer gibi kesici ve deli ci aletler tutarak
öldürdü. 102
Kışlanın yakılmasından önce eşkıyaya itaat etmeleri teklif edilmesine
rağmen onlar karşı koymakta inat ettiler. Yakılmadan önce
ve yakılması esnasında askere karşı silah kullanacakları ve ka-
çarken dahi şiddetli muhalefette bulunacakları kesindi. 24 Aralık
1895 Salı günü Mustafa Remzi Paşa'ya hitaben yazılan telgrafla,
eşkıyanın nasıl karşılık verdikleri ve ne tarafa firar ettikleri, eş-
kıyadan öldürülenierin ve yaralıların sayısı ve kışlanın şimdiki durumu,
Zeytun'da yaşlı, kadın ve çocukların nerede olduğu, bugünkü
askeri harekat hakkında bilgi istendi. Mustafa Remzi Paşa aynı gün
verdiği cevabı şifreli telgrafta, yaşlı, kadın ve çocukların
Zeytun'dan çıkarıldıklarını, askeri harekatın devam ettiğini Seraskerliğe
bildirdi.
Serasker, Zeytun isyanıyla ilgili Ferik Mustafa Remzi Paşa'ya
yazılan telgrafların suretlerini 24 aralık 1895'te Padişaha arz etti.
24 Aralık 1895 Salı günü Asker, kışla yoluna ulaştı ve biraz
ileride uygun bir yere mevzilenerek Zeytun'u akşama kadar top ve
tüfek atışına tuttu. Eşkıyadan bir kısmı kasabadaki Tekke ma-
101. BOA., Y. YMV. 133/57.
102. Hocaoğlu, a.g.e., s. 310.
188 AHMET EYtCtL
nastırına, bir kısmı evlere ve kilise1ere sığındı. Zira Ermeniler, evlerini,
kiliselerini ve manastırlarım savunmak ve savaşta kullanmak
amacıyla müstahkem mevki haline getirmişlerdi. Eşkıya, sı-
ğındıkları yerlerden Türk askerlerine ateş ederek şiddetle karşılık
verdiler. Askerler kasabaya 600 metre yaklaşarak Ermenileri sı-
kıştırdılar. Eşkıya her türlü tehlikeyi göze alarak inatla mukavemet
gösterdi. Bunun üzerine 25 Aralık 1895'te eşkıyaya silahlarını bı-
rakarak teslim olmaları çağrısı yapıldı.
Göksun'a firar ederken yolda yakalanan ve Zeytfin isyamna katılan
bir Ermeni, ailesiyle beraber 25 Aralık Çarşamba gecesi Meralay
Ali Bey'e götürüldü. Sorgulaması yapılan Emıeni aşırı derecede
korkmuştu. Bu sebeple sorgulama sonucunda tatmin edici
cevap alınamadı. im
Zeytfin'da Ermeni ayaklanması nedeniyle Müslümanların can,
mal, ırz ve namusları eşkıyamn ayakları altında kalmıştı. Buradaki
memurların görevlerini ihmal etmelerine II. Abdülhamit çok üzüldü.
Muhasara altında tutulan Zeytfin Ermenilerini kuvvet kullanarak
bastırmak mümkündü. Bu sebeple II. Abdülhamit sorunun
bir an önce çözülmesini istiyordu.I04 Avrupalıların araya girerek Ermeni
asileri kanunun şiddetli cezasından kurtaracaklarım düşünen
Sultan, 25 aralık 1895 tarihinde bir emir gönderdi. Sultan'ın emrinde
askerin toplanması, eşkıyamn cezalandırılması, isyana bir an
önce son verilmesi, işin sürüncemeye bırakılmaması istendi. Eğer
isyam bastırma hareketi sürüncemede bırakılırsa yabancı devletlerin
müdahale edeceği ve bunun sonucu olarak hükumet ile eş-
kıya arasına elçilerin gireceği belirtildi.ıo5 Çünkü zaman uzadıkça
yabancıların araya girmesine fırsat verilmiş olacaktı. Nitekim aradan
fazla bir zaman geçmeden yabancı devlet elçileri, Zeytfin'da
isyan eden Ermenilerle Babıali arasına girerek işe müdahalede bulundular.I06
Yani Zeytfin Ermenilerini bahane ederek devletin iç iş-
lerine karıştılar.
103. Zeytun Kumandam Mustafa Remzi Paşa'mn i2 Kanunuevvel 13 i1-24 Aralık
1895 tarihli te1grafl, BGA, Y.MTV. 133/57.
104. tıter, a.g.e., s. 150.
105. Hocaoğlu, a.g.e., s. 306-307.
106. 7 Kanunuevvel 311- ı9 Aralık 1895 tarihli yazı, BGA., Y.A .HUS. 342/29.
1895 MARAŞ VE ZEYTON lSY ANI 189
Zeytun'un kuşatılmasından ciddi bir şekilde rahatsız olan İngilizler,
26 Aralık'ta Babüm'ye giderek harekatın yavaşlatılmasını
istediler. Bu istek üzerine Babıal!, komutana kuşatmanın yavaşlatılması
konusunda talimat gönderdi. Diğer taraftan aynı gün
iki defa üst üste gönderilen telgrafla binlerce Ermeninin kuşatıldığı,
halkın çukur bir vadi içine toplatıldığı ve Ermenilerin toptan öldürülmesinden
korkulduğu bildirildi. ıo7 Aynı elçiler 28 Aralık'ta
toplanarak Halep konsoloslarının Babia1i' ile Ermeniler arasında
aracı olmasını teklif ettiler ve ayrıca önerileri kabul edilirse Ermenileri
anlaşma yapmaya zorlayacaklarını belirttiler. 108
Sadrazam, ZeytOn Ermenilerinin Türk askerini öldürdüğünü,
tutuklu asileri serbest bıraktığını, Türk köylerinde ve çevrede hunharca
katliamlar yaptığını Patrikhaneye, Avusturya, Rusya ve İngiltere
elçilerine resmen bildirdi ise de bunlar kabul etmediler. Adı
geçen devletlerin elçileri hep bir ağızdan Ermenilerin kuşatıldığını,
kendilerini savunmak için böyle yapmak zorunda kaldıklarını ifade
ederek ZeytOn Ermenilerini haklı ve masum, Müslümanları ise haksız
ve barbar göstermeye çalıştılar. Hatta Ermenilerin hayatlarının
garanti edilmesini istediler. 109
İngilizler, 29 Aralık'ta elçilerin önerisinin Padişah tarafından
kabul edilemeyeceği durumunu dikkate alarak, büyük devletlerin
Sultanı zorlamasını ve isyan sırasında olaya kanşan sanıklann adlarının
açıklanmayacağını düşünerek bunlann bildirilmesini istediler.
i LO
Eşkıyanın bastırılması uzadı. 29 Aralık 1895 tarihinde Zeytun
kazası hükumet konağına ve Tekke Manastınna beyaz-yeşil-kırmızı
renkli Ermeni bayrağı çekildi ve dikilen bu Ermeni bayrağını mevzilerinde
siper almış olan eşkıya korudu. ıii
107. BDOA., V. IV, s. 669.
108. BDOA., V. IV, s. 675.
109. BOOA., V. IV, s. 670.
110. BDOA., V. IV, s. 676-677.
111. 18 Kanunuevvel 311-30 Aralık 1895 tarihli yazı, BOA., Y.A.HUS. 344/127.
ı90 AHMET EY1C1L
Mustafa Remzi Paşa'ron Müdahalesi
Maraş 'ta Durum
Zeytun'a yakın olması nedeniyle Ermeniler Maraş'ta birçok
katliam yaptılar. 1895 isyanını bastırmak amacıyla Mustafa Remzi
Paşa, Maraş'a gelmeden önce şu olaylar meydana geldi:
1. Ermeniler 17-18 Ekim 1895 tarihlerinde alelacele bağlarını
bırakarak şehre geldiler. Ermenilerin aceleyle bağlarından Maraş'a
gelmeler yeni bir olayın çıkacağına işaretti.
2. 23 Ekim 1895 Çarşamba günü Ermeniler ile Türkler arasında
tartışma çıktı ve bir Türk bıçaklanarak öldürüldü. i 12
3. 24 Ekim 1895 Perşembe gecesi şehirde 12 Emıeni komitacı
tarafından bir Müslüman katledildi.
4. 26 Ekim 1895 Cuma günü saat lO'da bir Müslüman ile bir
Ermeni arasında çıkan tartışmada Ermeni "Yangın var!" diye ba-
ğırdı. Bunun üzerine bütün Ermeniler dükkanlarını kapatarak kilise
ve evlerine saklandılar. Aynı gün Karamanlı mahallesinde bir Müslüman
katledildi. Ayrıca Kümbet'te devriye gezen asker üzerine
ateş açıldı. Ermenilerin amacı, Cuma namazında iken Müslümanları
öldürmek ve akşamleyin de şehre gelecek olan silahlı
Zeytun eşkıyasının yardımıyla Maraş halkını toptan katletmekti.
Ancak meydana gelen tartışma, planın vaktinden önce ortaya çıkmasına
sebep oldu.
5. 28 Ekim Pazar günü Ermeniler, Müslümanların evlerine
yine silah attılar, ancak Müslüman halk kendini sopa ve taşlarla savundu.
6. 30 Ekim Pazar günü Zeytfın kışlası işgal edildi. Kışla silah
ve cephaneyle birlikte Ermeni lerin eline geçti.
Bu durum Maraş ve Zeytun halkının Ermeni eşkıyası kar-
şısında ne kadar ciddi bir tehlike içinde bulunduğunu yeterince ortaya
koyuyordu.1l3
112. BDOA., V. IV, s. 636.
i13. Hüseyin Nazım Paşa, a.g.e., s. 119.
1895 MARAŞ VE ZEYTÜN lSY ANI
Zeytun 'da Durum
191
Zeytün, Halep'e 56, Maraş'a 12 saatlik mesafede bulunuyordu.
İçinden derin bir dere geçen, aşağı ve yukarı Zeytfin olmak üzere
ikiye ayrılan, dağlık ve sarp arazide bulunan bu kazada 9.000 ermeni
yaşıyordu. Kazanın çevresinde Kürt ve Ermeni köyleri vardı.
Mesela Alabaşı Köyü tamamen Kürt idi.
Maraş ve Zeytün arasında gidip gelen memur ve askerin öldürülmesinden
dolayı Ermeniler ile Türkler arasında düşmanlık
başlaımştı. Zeytfin halkının savaşçı olması, silah imal etmesi, ba-
ğımsızlık mücadelesi vermesi sebebiyle kaza kötü bir şöhrete sahipti.
Devamlı problemlerin olması nedeniyle kazada binbaşı komutasında
400 askerli bir gamizon ile savunma amaçlı iki top
bulunuyordu.
Son zamanlarda Anadolu'da vergilerin toplanması konusunda
eşit muamele yapılmaya başlanmıştı. Bu uygulamalardan Ermeniler
aşırı derecede rahatsız oldular. İngilizler her ne kadar fakir Ermenilerden
aşırı vergi alındığını iddia etseler de, ticaretle uğ-
raşmaları sebebiyle ekonomik seviyesi en iyi olan yine Ermenilerdi.
Ancak Ermeniler vergi vermeye alışmamışlardı.
Ermenilerin aşırı vergi ödediği bahanesiyle Aghasse ve Hınçak Cemiyeti
üyeleri onları isyana tahrik ve teşvik ediyordu.
15 Ekim 1895'de bir grup Ermeni eşkıyası Alabaş Köyü'ne saldırdı.
Altı saat süren saldırıda iki taraf da ağır kayıplar verdi. Eş-
kıyanın şiddetli saldırısı karşısında gerekli tedbirleri alamayan
asker geri çekilmek zorunda kaldı. Eşkıya tarafından köyün suyu
kesildi. İki gün devam eden çatışmadan sonra 400 silah ve iki dağ
topu eşkıyanın eline geçti.
Gelişmelerden kaygı duyan hükümet Maraş'a takviye birlikleri
gönderdi. Gönderilen askere karşı durmak için Hınçak üyeleri,
Zeytfin'da köylüleri toplayarak nizami birlikler şeklinde düzenledi.
Onlara üniforma ve şapka giydirdi, kırmızı ve koyu renklerden olu-
192 AHMET EYlctL
şan Hınçak bayrağını dağıttı, 19941
te Süyevydiye'den getirttiği. silahlan
verdi, Antep ve Maraş'tan boş gülle kovanlan getirtti.ıl4
Mustafa Remzi Paşa 'nın Müdahalesi
Maraş bölgesi kumandanlığına atanan Mustafa Remzi Paşa, 27
Ekim 1895 tarihinde Maraş'a geldil15
• Derhal işe başlayan Mustafa
Remzi Paşa, Zeytfin Ermenilerinin isyanını bastırmak için harekete
geçti. Kendisipe bağlanan Adana sancağı Kumandanı Miralay Ali
Bey komutasındaki orduyu Adana, Andınn ve Göksun yoluyla sefere
çıkardı. ı16
2 Kasım 1895 Cumartesi günü meclis azasından Çorbaciyan
Agop ve Karabet'in evine gönderilen polisin yaptığı aramada
Zeytfin komitelerinin gönderdiği mektup, evrak ve mühürler ele ge-
çirildi. ı17
Önce Zeytfin'daki hapishaneyi kuşatan askerler burayı kontrol
altına aldıktan sonra üniformalannı çıkararak sivil kıfayetlerini giydiler.
Ermeniler, üniformalı askerlere karşı silah kullandıklarından
böyle bir tedbir alınması uygun görüldü. Zeytfin kontrol altına alındıktan
sonra ilerleyen asker Andınn'a gitti ve burayı da Ermeni tehlikesinden
korudu.
Zeytfin eşkıyasını takip eden Miralay Ali Bey, Bonduk ve
Geben köylerindeki isyancılan etkisiz hale getirdi. Buradan oldukça
büyük ve kontrol edilmesi güç olan Fımızla geçerek daha
önce Maraş'tan gönderilen dağ topu ile isyanı bastırmaya çalıştı.
Fakat kuşatma esnasında Fımız dışında bulunan Ermeniler saldınnca,
Ali Bey Haçin'e doğru çekilmeye mecbur oldu. Fırnız ku-
şatması sırasında burada Avrupalı kıyafetinde olan, şapka giyen ve
İngilizce konuşan Hınçak ajanlanna rastlanıldı. Buı ajanlar isyanı
yönetiyor ve halkı silahlandınyorlardı. Ancak daha sonraki gün-
114. BDOA., V. IV, s. 635.
115. İngiliz arşivinde Mustafa Remzi Paşa'nın Maraş'a geliş tarihi 5 Kasım 1895
olarak gösterilmiştir. BDOA., V. IV, s. 635.
i J 6. tıter, a.g.e., s. 150.
i ı7. Hüseyin Nazım Paşa, a.g.e., s. 120.
1895 MARAŞ VE ZEYTÜN tSY ANI 193
lerde başarısız olacaklarını anlayan ajanlar yurt dışına kaçmaya çalıştılar.118
Ali Bey, 25 Kasım 1895'te Zeytfin isyancılarını kuşattı ve teslim
olmaları için yumuşak davrandı. i19 Fakat Ali Bey'in mü-
samahalı davranmasından endişeye düşen ve teslim olan eşkıyanın
öldürüleceğinden korkan İngilizler Babıall'ye konunun bir komisyon
tarafından çözülmesini önerdiler. 120 İngilizlerin önerisi üzerine
26 Kasım'da Sadrazam, Maraş'a talimat göndererek acilen
Zeytün'a bir komisyonun gönderilmesini istedi. Bu komisyonun gö-
revi Zeytfin'daki Ermenilerin güvenliği ve halkın yerleşimi ile meş-
gul olmaktı.l21 Zeytün, asker tarafından kuşatılınca yeniden düzenin
sağlanması için komisyanca şartların belirlenmesi isteniIdi. Fakat
II. Abdülhamit, böyle bir durumu kabul etmeyeceğini açıkladı.122
Zeytün eşkıyalarından 50 kadar Ermeni, Elbistan kazası dahilinde
Göksun'a bağlı Kişi ve Alma köyleri civarında belli stratejik
noktalarda mevzi almışlardı. Bu siperlere 20 Aralık 1895 tarihinde
yapılan hücum üzerine silahlı çatışmada 15 Ermeni eşkıyası ölü
olarak ele geçirildi. Firar edenler takip edildi ve eşkıyanın barındığı
iki adet hücre evi bulundu. ÖLÜolarak ele geçirilen eşkıyanın yanında
bulunan kapsüllü tunç ile birkaç kıyye kükürt Maraş'a getirildi.
Firar eden eşkıyanın başka bir yere zarar vermeden yakalanmasına
çalışıldı. 123
Alabaş, Fımız ve diğer yerlerdeki Ermeni asileri, Miralay Ali
Bey komutasındaki kuvvetler karşısında tutunamayarak Zeytün'a
sığındılar. Ermeni eşkıya ve asilerin sığındığı Zeytfin, Ali Bey tarafından
muhasara altına alındı. Eşkıya tamamen yok edilme durumunda
iken her nasılsa Zeytfin'a hücum edilmekten vazgeçildi.124
118. BDOA., V. LV,s. 643.
119. BDOA., V. LV,s. 587.
120. BDOA., V. LV,s. 588.
121. BDOA., V. LV,s. 593.
122. BDOA., V. LV,s. 550.
123.20 Aralık 1895 tarihli yazı, BOA., Y.A.HUS. 302/23.
124. tıter, a.g.e., s. 150.
194
---_.,
AHMET EvlcİL
23 Aralık 1895 tarihinde Mustafa Remzi Paşa'ya gönderilen
telgrafla çocuk, yaşlı, kadın ve devlete itaat eden halkı.n korunması
için gayet itina gösterilmesi ve sefer esnasında askerlerin telef olmasına
meydan verilmemesi için dikkat edilmesi emredildi. Bu
emir üzerine Mustafa Remzi Paşa, Zeytı1n eşkıyasına teslim olmaları
önerisinde bulunarak nasihat etti ve hayatları hakkında gü-
vence verdi. Asi Ermeni eşkıyası, işlemiş oldukları cinayetler sebebiyle
hayatlarından ümitlerini kestiğinden yapılan öneri ve
nasihatları dinlemeyerek isyana devam etti ve kazayı abluka altına
aldı. Eşkıya kuvvetinin, askeri kuvvete karşı koyamıyacağı açık olmasına
rağmen asi Ermeniler direnmekte devam ettiler. Mustafa
Remzi Paşa müdahale etmeye mecbur oldu. Eşkıya dört kasaba ve
kazada bulunan evIer ile manastıra toplanmış olduğundan kısa zamanda
bunları yerlerinden uzaklaştırıp cezalandırmak mümkün de-
ğildi. Zira Zeytfin'daki her eve eşkıya sığınmıştı. Bunun yanısıra
kaza halkından beş ev halkı bir eve yerleşmişti. Bu durumda her ne
olursa olsun mantığıyla hareket edilecek olursa çocuk, yaşlı ve kadınlarla
birlikte eşkıyanın attığı kurşunlarla askerler de telef olabilirdi.
Çünkü kaza derin, sarp bir dere içinde bulunuyordu. Dar ve
geçilmesi güç kazaya giriş-çıkışı sağlayan üç köprü kuşatılıncaya
kadar tek tek evlerin üzerine gidilse bile yine eşkıyanın kur-
şunundan asker zarar görecekti. Köprüden geçildikten sonra kazaya
girilse ve dar sokaklardan hareket edilse asker yine zarara maruz
kalacaktı. Çocuk ve kadınların tamamı evlerde saklanmış olduğundan
kazaya yapılacak bir askeri müdahalede eşkıyanın dı-
şında kalan masum sivil halkı korumak mümkün olmayacaktı.
Yukarıda belirtildiği gibi dikkate alınması gereken nazik duruma
rağmen Zeytfin'da devlete karşı koyan eşkıyayı yok etmek
için kazanın yakılması uygun görüldü. Fakat kaza yakılırken yaşlı
ve çocuklar güvenli bir yere çekilecek ve böylece eşkıya önceki
gibi mukavemet gösteremeyecekti. Her ne kadar kazanın yakılması
bir vahşet olarak düşünüise de zarar ve ziyan açısından daha hafif
gelmekteydi. Ancak sözkonusu planın Padişah tarafından onaylanmamasına
Mustafa Remzi Paşa çok üzüldü.
1895 MARAŞ VE ZEYTUN tSY ANI 195
Kazanın yakılması planı onaylanmayınca Mustafa Remzi Paşa,
şimdiye kadar yürütülen askeri harekattan memnun olduğunu ve
alınan tedbirlerin süratle yerine etirildiğini belirterek daha önce
yaptığı teklifin incelenmesini istedi. Kış mevsimi dolayısıyla
Zeytfin'da askeri barındırmanın imkansız olduğunu söyleyerek nasıl
hareket edeceği konusunda Seraskerliğin emirlerini beklediğini bildirdi.125
Mustafa Remzi Paşaının gönderdiği telgrafa dayalı olarak Seraskerin
gönderdiği yazı Meclis-i Mahsusa'nın dağılmasından
yarım saat önce geldi. Bundan dolayı konu mecliste görüşülemedi
ve Serasker konuyu padişaha arz etti. Bu arzda, askerin eşkıyayı cezalandıracak
güçte olduğu ancak eşkıyanın dört kasaba, kaza ve
manastıra sığındığı, kasabadaki çocuk, yaşlı ve kadınları korumak
amacıyla askeri hareketin yapılamadığı bildirildi. Bu konuda nasıl
bir hakette bulunulacağı hususunda emir buyrulmasını istedi. 126
Ferik Ethem Paşa'nın Görevlendirilmesi
Padişah'ın emri üzerine gönderilen Ethem Paşa 2 Ocak 1896
tarihinde saat B'te Zeytfin'a geldi ve komutanlığın yetkilerini üzerine
aldı. Zeytfin isyanı ile ilgili evrakı Mustafa Remzi Paşa'dan
alan Ethem Paşa, daha önce kendisine verilen.talimat üzere hareket
etti ve gerekli düzenlemeyi yaptı. Ethem Paşa'nın, beşinci ordunun
tebliğ ettiği emrin yürütülmesi konusunda Halep valiliği ile Maraş
mutasarrıflığının gerekli yardımda bulunacaklarında ve üzerlerine
düşen görevi yapacaklarından şüphesi yoktu. Ethem Paşa, acilen
gerekli tedbirleri aldıktan sonra Mustafa Remzi Paşa'ya asıl gö-
revine dönmesi re'sen tebliğ edildi.
Seraskerlik, 5 Ocak 1896 tarihinde Ethem Paşa'nın harekatını
kolaylaştırmak amacıyla bölgeye vapurla İskenderun limanından
yardım olarak 100.000 kıyye pirinç, 50000 kıyye fasulye, 60.000
125. Seraskerliğin 13 Kanuuevvl1311-25 Aralık 1895 tarihli yazısı, BOA., Y.MTV.
133/56.
126. Zeytun Komutanı Ferik Mustafa Paşa'nın gönderdiği 13 Kanunuevvel 13 i1-25
Aralık 1895 tarihli telgraf, BOA., Y.MTV. 133/56.
196 AHMET EY1C1L
kıyye peksimet, 3.000 kaput, 60.000 çift don ve gömlek gönderdi.
Bu eşyaların gönderilmesi suretiyle yapılan yardımlar ve alınan
tedbirlerdeki amaç, askerin ve bölge insanının ihtiyaçlannı kar-
şılamaktı. 127
Zeytfin Ermenilerinden on üç kişinin imzaladığı mazbata, yabancı
devlet memurlarınna gönderildi. Bu mazbatada:
1. Ermeniler, can, mal ve namuslarını korumak ve çevrede bulunan
Müslümanlara ait silahlann toplatılması şartı ile askerlerden
gasp etmiş oldukları silahlarla kendi silahlannı teslim edecekler.
2. Kışlayı imar etmeye maddi yönden güçleri yetmediğinden
bu görevi devlet yapacak, genel bir af ilan edilerek Zeytfin isyanında
itharn edilenler, sürgün ve firarda bulunanlar bağıınacak.
3. Hristiyan bir kaymakam tayin edilecek ve Errnenilerin birkaç
yıldan beri ödemedikleri vergi borçlan affedilecek.
Yukarda açıklanan konuları içine alan bir telgraf Zeytfin'da bulunan
Ethem Paşa tarafından Babıall'ye gönderildi. Telgrafla belirtilen
konular Meclis'i Mahsus-u Vükelada görüşüldü. Konu hakkında
mecliste görüşme yapılırken Ethem Paşa'dan ikinci bir telgraf
geldi. Telgrafta, Hınçakyan Komitesine mensup Başkan Baron Ağa
ile iki arkadaşı, Zeytfin kazası ileri gelenlerinden Jandarma Çavuşu
Nazaret ve Elçilik mensuplarından aracı memurların karargaha geldikleri,
vergi borçlannın affedilmesinin yanısıra kalenin tamir edilmemesi
ve Zeytfin'da askerin bulundurulmaması hususundaki isteklerini
bildirdiler.
Maraş mutasamfı, Zeytfinlular tarafından verilen gizli mazbatanın
muhtevası hakkında iki telgrafı 4 ve 5 Şubat 1896 Cumartesi-Pazar
günleri Babıall'ye gönderdi. Bunun üzerine Meclis-i
Mahsus-u Vükela 6 Şubat 1896 Perşembe günü olağanüstü toplanarak
konuyla ilgili karan aldı. Ancak alınan karara binaen ha-
127. Seraskerlik Makamının 22 Kanunuevvel 131 i - 3 Ocak li890 tarihli yazısı,
BOA., Y.MTV. 134/28
--------------------------~---_._-_._--
1895 MARAŞ VE ZEYTÜN lSYANI 197
zırlanan mazbata aynı gün Padişah'a sunulamadı. Hariciye Nazın
yabancı elçilerle görüştüktensonra Babıali'ye gece saat 1O:30'da
geldi. Bundan dolayı karann alınması gece vaktine kaldı. Karar,
gece yeniden temize çekildi ve aynı gece vükelanın onaylan evlerinde
alındı. Bu işlem sabaha kadar sürdü.
Mecliste yapılan ilk görüşmede, iki telgrafla bildirilen Ermenilerin
istek ve şartlannın hükOmetin daha önce aldığı kararlara
aykın olduğu sonucuna vanldı. HükOmet tarafından alınan karar
gereği üç gün zarfında itaat edip teslim olmadıklan takdirde Zeytün
Ermenileri üzerine askeri harekatta bulunulacağı prensibinin aracı
yabancı memurlara ve Ethem Paşa'ya bildirilmesi kabul edildi. Karargaha
gelen ve birçok isteklerde bulunan bu dört kişinin tutuklanarak
kan dökülmesine fırsat verilmeden problemin çö-
zülebileceği kanaatına vanldı. Yapılan işlemin yabancı memurlara
ve elçiliklere bildirilmesi gerekiyordu. Eğer elçiler bunlann tutuklanma
nedenini sorarsa, Babıali gereğini yaptı şeklinde cevap
verilmesi kararlaştınldı. Meclis, bu prensiplerin yanısıra Zeytün Ermenileri
hakkında şu tedbirlerin alınmasını önerdi:
I. Kullanılmasına izin verilen ruhsatlı silahlar da dahil, ZeytOn
Ermenilerinin ellerinde bulunan bütün silahlar toplanacak.
2. Cinayet işleyen Ermeniler kendiliklerinden teslim 01-
mayacaklanndan zorla itaatleri sağlanacak ve sonra suç işleyenler
hükOmetçe aranacak ve tutuklanacak.
3. Suçlu bulunan ve haklarında suç iddia edilen şahıslar adalete
teslim edilecek.
4. İsim ve kimlikleri tesbit edilen eşkıya elebaşlan sürgün edilecek.
5. İsyana doğrudan katılmayan Zeytün Ermenileri hakkında
genel bir af ilan edilecek.
6. Ödenmeyen vergi borçlan af edilecek, kışla hükümetçe imar
edilecek ve konu hakkında yabancı aracı memurlara bilgi verilecek.
7. ZeytOn'a Hristiyan kaymakamın tayin edilmesi hükümetin
tasarrufunda olacak. Ancak ZeytOn'a Hristiyan kaymakamın ke-
198 AHMET EYtCtL
sinlikle atanacağı Ethem Paşa'ya ve Maraş Mutasarrıfına bildirilecek.
8. Teslim olmaları için üç gün mühlet verilecek, teslim olmadıkları
takdirde askeri harekatta bulunulacak, durum Hariciye
Nezaretine ve görevli elçiler aracılığıyla yabancı devletlere bildirilecek.
9. Üç gün mühlet verildikten sonra teslim olmadıkları takdirde,
askeri harekatta bulunulacağı konusu elçiler vasıtasıyla ilgili devletlerin
Hariciye Nezaretlerine bildirilecek.
Anadolu'da bulunan vali ve askeri yetkililer ile ıslahat yapmaya
giden memurlar tarafından Babıall'ye gönderilen yazılarda
bildirildiğine göre, Müslüman halkın silahları önceden toplattırıldığından
ellerinde yeni ve eski silah bulunmamaktaydı. Bu
sebeple Müslüman halkın elinde olmayan silahları toplama kararı
oldukça yersizdi. Yine de Babıall, 7 Şubat 1896 Cuma günü Müslüman
halkın elinde silah bulunup bulunmadığının araştırılması emrinin
Ethem Paşa'ya tebliğ edilmesini istedi. 128
Mec1is-i Mahsusa-i Yükelanın onayından sonra mazbata 7
Şubat 1896 Cuma günü Padişaha arz edildi.129 Aynı konu aynı gün
gece saat on ikide telgrafta Ferik Ethem Paşa'ya bildirildi.
Mec1is-i Mahusus-u Vükela kararına göre Seraskerliğe yazılan
yazının ve Ethem Paşa'ya gönderilecek telgrafın sureti 8 Şubat
1896 Cumartesi günü Sadrazam tarafından Padişaha sunuldu.130
Ethem Paşa'ya gönderilen yazıya göre;
1. Zeytun Ermeni liderleri askeri birlikler tarafından derhal tutuklanacak,
Ermenilerin eskiden beri taşıdıkları ruhsatlı silahları
toplatılacak ve teslim edilmeyen silahlar hakkında -harp silahı olarak
kabul edildiğinden- yasak silah muamelesi yapılacak.
128. BOA., Y.A.HUS. 345/59.
129. 26 Kanunisani 1311 - 7 Şubat 1896 Cuma ünlü yazı, BOA., Y.A.HUS. 345/57.
130.27 Kamınisani 1311 - 8 Şubat 1896 Cumartesi günlü yazı, BOA., Y.A.HUS.
345/59.
1895 MARAŞ VE ZEYTÜN ISY ANI 199
2. Zeytun Ermenilerinin, cinayet işleyenleri hükümete teslim
etmelerinin mümkün olmadığı yapılan tahkikat sonucu anlaşıldığından
eşkıyaya zorla baş eğdirilecek. Arama sonucunda cinayetle
suçlanan şahıslar yakalanarak hükümetçe tutuklanacak.
Haklarında suç iddiası bulunanlar adalete teslim edilecek. Kimlikleri
tesbit edilen eşkıya reisIeri hakkında sürgün işlemi yapılacak.
Diğer Ermeniler hakkında genel af ilan edilecek.
3. Ödenmesi tehir edilen vergiler affedileeek. Tahrip olan kış-
lanın inşa masrafları hükümetçe karşılanacak. Kışlanın inşası ve
vergilerin affı gibi konuların devlete ait olduğu aracı memurlara
bildirilecek. Kesinlikle Zeytün'a Hristiyan bir kaymakamın tayin
edileceği mutasarrıfa bildirilecek. Bu maddeler tebliğ edildikten
sonra Zeytün Ermenilerine üç gün mühlet verilecek, eğer üç gün
sonra da söz dinlemezlerse üzerinlerine asker gönderilecek. Durum
ilgili devletlerin ilçiliklerine tebliğ edilecek. Yapılacak uygulama
Hariciye Nezaretine havale edilecektir.
Padişah'ın emri üzerine daha önce Anadolu'ya ıslahat yapmak
için gönderilen memurlar tarafından Müslüman halkın elindeki
silah toplanmıştı. Hatta silahların toplatıldığı askeri ve mülki erkandan
gönderilen yazılarda bildirilmişti. Bu açıklamaya göre Müslümanların
elinde ne yeni ne de eski silah vardı. Ancak bazı Müslümanların
ellerinde kapsüııü ve çakmaklı basit silahlar
bulunmaktaydı. Yani Müslümanların ellerinde yeni harp silahları
yoktu. Harp silahlarının tamamı Ermenilerin elindeydi.
Ermeniler, uzun menzilli, etkisi güçlü, yeni model martin ve
henri marka harp silahlarını askere ve halka karşı kullanmışlardı.
Aslında harp silahlarını taşımanın yasak olduğu hakkında yü-
rürlükte bulunan özel kanun herkes için geçerliydi. Bu konuna göre
yasak olan harp silahı kimin elinde bulunursa, onun toplanması ve
silahı taşıyanların gözaltına alınması gerekiyordu. Zeytünlu Ermenilerin
ellerinde bulunan silahların sayısı askeri yetkililere e biliniyordu.
Kanun gereği bu ruhsatsız silahlara el konacak ve bu silahlar
toplatılacaktı.
200 AHMET EYICIL
Alınacak tedbirler konusunda verilen emirler süratle yerine getirildi.
Müslüman halkın elinde harp silanının olmadığı araştırmayla
tesbit edildi. Yapılan uygulamaların sonuçları Hariciye Nezaretine
ve Babüm'ye bildirildi.131
Aracı Memurlann Girişimi
Padişahın kan dökmek istemediğini bilen Avusturya elçisi 24
aralık 1895 tarihinde Hariciye Nezaretine gitti ve Ermenilerin
hükümete sığınmalan ve teslim olmaları gerektiğini belirterek bu
teklifi insanlık adına yaptığını söyledi. Sözlerine devam eden elçi,
Ermeniler lehine yaptığı bu teklifin devletin çıkarlarına aykırı bulunmadığını
ve resmi olmadığını da ifade etti.
Aynı amaçla Başkatiplik Dairesine gelen Rusya elçiliği tercümanı,
şu sıralarda bütün devletlerin gözünü Zeytün'a çevirdiğini,
askerin ayaklanmaya katılmayan kadın ve çocukları dövmeyeceğinden
ve hükümetin böyle bir yanlışlığa meydan vermeyeceğinden
emin olduklannı dostane bir şekilde hatırlatmada
bulundu.
Önce İngiliz, sonra İtalyan ve daha sonra Alman elçileri, tercümanlarını
Başkatibliğe göndererek önerilerde bulundular. Bu
önerilerinde, eşkıyanın silahlarını ve komite liderlerini hükümete
teslim etmesini, esir bulunan asker ve halkın serbest bırakılmasını,
hükümet tarafından kendileriyle birlikte görüşmek için eşkıyanın
yanına gönderilmesini istediler. Bu teklif üzerine İngiliz, İtalyan ve
Alman elçilerinin istediği heyet iki defa eşkıyanın yanına gönderildi,
fakat teslim olmaya ikna edilemeyen eşkıya, son dakikaya
kadar silahla karşı koyacağını söyledi. m
İngiltere, Fransa, Rusya, İtalya, Almanya ve Avusturya devletleri,
Zeytün isyanının sona ermesi konusunda aracı oldular. Altı
büyük devletin müdahalesiyle eli kanlı Ermeni eşkıyasının yaptığı
yanlarına kaldı.
131. 26 Kanunisanİ 1311 -7 Şubat 1896, BOA., Y.A.HUS. 345/59.
ı32. Hocaoğlu, a.g.e., s. 307-308.
1-
1895 MARAŞ VE ZEYTÜN tSY ANI 201
Fransız elçisi M. Cambon 24 Aralık l895'te Fransa Hariciye
Nazınna yazdığı mektupta, Ermenilerin hala isyanda direndiklerini,
Maraş ve İskenderun'daki katliamdan kaçan Ermenilerin ZeytCın'a
sığındığını belirterek yiyecek ve malzeme eksikliği içinde bulunan
asilerin silahlarını bıraktıklarında 40.000 kişilik Türk ordusuyla
karşılacaklarını ifade etti. Ayrıca ZeytCınErmenilerine iyi muamele
edilmek şartıyla teslim olmalarının tebliğ edildiğini ve
Zeytfinluların Türk memurlarının sözlerine güvenmediğini açıkladı.
Gregoryan ve Katolik Ermenileri, Zeytfin Ermenileri kanlı bir
felaketten kurtarmak için Avrupalı devletlerin müdahalesini istediler.
Onlara göre bu müdahale Babıa1i için faydalıydı. Zira
Babıali'nin bu bağışlayıcı yaklaşımı Hristiyan topluluğunun minnetine
sebep olacaktı. Fransa'nın Halep'teki konsolosları veya bunların
delegeleri kabul edilebilecek bir çözüm şeklini bulmak için
isyan mahalline gitmeye hazır olduklarını belirttiler.l33
1 Şubat 1896 Cumartesi günü karargaha gelenlere, Zeytfin eş-
kıyasının elinde bulunan askerleri teslim etmeleri teklif edildi ve
verilecek cevabın Maraş Mutasarnflığına bildirilmesi istendi. Yapılan
teklifi müzakere etmeleri için 3 Şubat 1896 Pazartesi günü
saat beşe kadar izin verildi. Esir askerlerin teslim edilmesi konusu,
Zeytfin ruhani liderlerine de tebliğ olundu. Ancak onların cevapları
7 Şubat 1896 Cuma gününe kadar geciktirildi ve o gün de cevap
verilmedi. Bu arada esir bulunan Türk askerlerinin yarısı Ermeniler
tarafından vahşi bir şekilde şehit edilmiş ve şehitlerin cesetleri bir
dere içine atılmıştı. Bu feci olaya, aracı olan memurlar da şahit oldular.
D4
Ferik Ethem Paşa'ya 7 Şubat l856'da gece saat onikide çekilen
telgrafla ZeytCın'da yapması gerekenler bildirildi. Ancak 8 Şubat
1896 Cumartesi günü elçiliklerinden aldıkları talimata göre hareket
eden ve ZeytCın'da bulunan aracı memurlar, hükfimetçe alınacak
tedbirlere şu gerekçelerle karşı olduklarını açıkladılar:
i33. Hocaoğlu, a.g.e., s. 312.
134.26 Kanunisani 1311 - 7 Şubat 1896 Cuma giinülii yazı, BOA., Y.A.HUS. 345/
57.
202 AHMET EVİcİL
ı. Araştırma yapıldıktan sonra Zeytfin Ermenilerinden cinayet
işleyenlerin tutuklanması ve haklarında suç iddiasında bulunulanların
adliyeye teslim edilmesi şartıyla Zeytfinlular hakkında
genel af ilan edilmesi ilkesi karşısında aracı memurlar, genel affın
Zeytfin Ermenilerine verilmesini, Ermenilerden birinin aleyhine
dava varsa aleyhte iddiada bulunanların mahkeme huzurunda davayı
takip etme yetkisine sahip olmasını istediler.
2. Vergilerin ödenmesine belli bir süre verilmesinin devlete aİt
olacağı şartı karşısında aracı memurlar verginin indirilmesini önerdiler.
3. Zeytfin kazasında bulunan muhacir Ermeniler hakkında Türk
temsilciler ile dört konsolos tarafından bir mazbata tanzim olunmasını
ve mazbatada belirtilen şartların yerine getirilmesinde tarafların
denetlemesini teklif ettiler.
4. Şartlar kabul edildikten sonra Ermenilere üç gün mühlet verilmesi,
teslim olma şartını kabul etmedikleri takdirde askeri harekette
bulunulacağı hükmüne karşı çıkan aracı memurlar bu hü-
kümde açıklık bulunmadığını ifade ettiler. 135
Asi Ermeni/erin Barış Öneri/eri
Aşağıda belirtilen görüşler tek taraflı bir şekilde Ermeniler tarafından
ifade edilmiştir. Gerçekte Avrupa hükümetlerinin aracı olmasını
isteyen Ermeniler, Osmanlı Devleti'nin Avrupa
hükümetlerinden aracı olması talebinde bulunduğunu söylemişlerdir.
Bu iddialar dikkate alınmakla beraber yayın organlarında
belirttikleri görüşler aşağıda açıklanmıştır:
Hınçak gazetesinin iddialarına göre Zeytfin isyam başarılı bir
zaferdi. Küçük bir millet büyük bir devlet karşısında Avrupa
hükümetleri seviyesine yükselmişti. Üç aydan beri Ermeni kanı akı-
tan Türkler, isyancılar önünde baş eğrniş ve Ermenilerin silah ve
ı35. Elçiliklerden aracı memurlara talimat olarak gönderilen Fransızca telgrafm tercümesi
ve 28 Kanunisani 1311-9 Şubat 1896 Pazar günlü yazı, BOA., V.A.HUS. 345/84.
1895 MARAŞ VE ZEYTON lSY ANI 203
kuvveti karşısında mağlup olmuştu. Zeytfin eşkıyası galip olduğu
için altı Avrupa devleti aracılık etmişti. Kendilerinin teklif ettikleri
barış şartları altı Avrupa devleti tarafından Sultan'a arz edilmişti.
Asileri bastırmak için ZeytOn'a hücum eden askerin yarısı, yani
dokuz bini zayi oldu. Bunların bir kısmı harpte, bir kısmı açlıktan
ölürken diğer bir kısmı da bulaşıcı hastalıkla savaş dışı kaldı. Bu
yüzden Sultan, Zeytün Ermenilerinden kurtulmak için Avrupa
hükümetlerinin aracı olmasını istedi.
Zeytfin'da Hınçak komitesinin uyguladığı silahlı eylem Ermenilere
göre amacına ulaştı ve Zeytfin uluslararası önemli bir politika
konusu oldu. Ermenilere zafer kazandıran isyan, Hınçak komitesinin
gayret ve çabalarıyla gerçekleşti. Zeytfindaki gibi diğer
yerlerde bulunan Ermeniler başarılı olsalardı, Ermenistan'a salip
olacaklarından endişeleri olmayacaktı. Ermeniler, kendi milletini
biraz ciddi sevselerdi Zeytfin'daki seviyeye ulaşabileceklerdi. Onlara
göre, artık Sultan barış istiyordu. Altı Avrupa hükümeti aracı
olmak için konsoloslarının Zeytün'a gitmesini emretti. Barış yaparak
isyanı durdurmak isteyen aracı konsoloslar iki gün izin istediler.
Doğrudan hükümetle yüz yüze gelmeye cesaret edemeyen
Ermeni asiler, kabul edebilecekleri barış şartlarını konsoloslar aracılığıyla
aşağıdaki gibi önerdiler:
ı. Hristiyan kaymakam tayin edilmeli ve Hristiyanlardan olu-
şan bir idare şekli kurulmalı.
2. Zeytfin Ermenilerinin devlete ödediği vergi usulü iptal edilmeli.
Görüşleri alınmadan vergi konulmamalı.
3. Geçmişte kalan vergiler ödenmemeli ve askeri kışlayı Osmanlı
Hükümeti yapmalı.
4. Türkler silahlarını teslim ettikten sonra Ermeniler silahlarını
teslim etmeli.
5. Barış şartlarının tam olarak uygulanabilmesi için altı
hükümet kefilolmalı.
- ---_.._-~------------------------
204 AHMET EYlctL
Konsoloslar, Ermenilerin bu barış önerilerini İstanbul'daki e1-
çiliklerine bildirdiler. Elçiler de, hükfimetleriyle görüşerek aşağıda
belirtilen barış şartlarını önerdiler:
1. Zeytfin'da bulunan Hınçakyanlar dışarı çıkarılırken Babıall
genel af ilan etmeli.
2. Zeytfinluların eski silahlarını taşımalarına izin verilmeli ve
yeni silahlar teslim edilmeli.
3. Hristiyan kaymakam tayin edilmeli, genelıslahat gereği Hı-
rıstiyan idare usulü kurulmalı.
4. Vergiden muaf olmalı, senede belli bir miktar vergi ödemeli,
kışlanın inşaatı hususunda Babıali Zeytfinlularla görüşmeli.
5. Zeytfin'a sığınan 10.000 Ermeni konsolosların nezaretinde
yerlerine gidebilmeli ve bu izin bir mazbata ile garanti altına alınmalı.
6. Av tüfeği müstesna Zeytfinlulann silahlarını teslim etmesi
yanında Zeytfin civarında bulunan Türkler de av tüfekleri dışındaki
silahlarını teslim etmeli.
7. Genel hukuka karşı işlenen suçlar affedildiği gibi eskiden
kalan vergi borçları da affedilmeli.
8. Zeytfin'lular tarafından yakılan kışlanın yeniden yapımı hususunda
Sultan'dan yardım talep edilmeli.
9. Genel ıslahat çerçevesinde Zeytfin'a Hristiyan bir kaymakarnın
tayini onaylanırken, büyük devletlerle Sultan arasında bir
anlaşma yapılmalı.
10. Zeytfin'dan asker çekilmeli veya muhafaza için az bir miktar
asker bulundurulmalı.
11. Zeytfin'a sığınan Ermenilerin gelecekte güvenliklerinin sağ-
lanması hususunda alınacak tedbirler konsoloslar ile Babıali arasında
müzakere edilerek belli esaslara bağlanmalı. 136
136. Hınçak Gazetesinin 15 Şubat 1331 . 27 Şubat ı896 tarihli nüshasında yayınlanan
yazının tercümesi, Hüseyin Nazım Paşa, a.g.e., s. 161.162.
1895 MARAŞ VE ZEYTÜN lSYANI 205
Zeytfin isyanında bölgedeki memurların yetersiz kalması, isyanın
bir an önce bastınlması konusunda ihmalkaı- davranılması,
altı Avrupa hükümet konsolosunun toplanmasına neden oldu. Neticede
suçlu olmalarına rağmen Avrupa hükümetlerini arkalarına
alan Ermeniler hadlerini aşarak muzaffer bir eda ile geleceklerini
de teminat altında bulundurabilecek barış önerilerinde bulundular.
Barış Şartları
Osmanlı kuvvetleri 24 Aralık 1895 tarihinde Zeytfin'u ku-
şatınca 5.000 Ermeni eşkıyası kuşladan kilise istikametine kaçtı ve
bunlardan bir kısmı yakalandı. Zeytfin'a girmek üzere olan ordunun
harekatı, büyük devletlerin BabıaH'ye baskısı sonucunda durduruldu.
Komutan Mustafa Remzi Paşa görevden alınarak yerine
Halep Nizamiye Fırkası Kumandanı Ethem Paşa tayin edildi.
Maraş'a gelen Paşa, gelişen olaylar üzerine banş şartlarını gö-
rüşmek amacıyla derhal Zeytfin'a hareket etti. Bu arada Halep'te bulunan
Rusya, İtalya, Fransa, İngiltere, Almanya ve Avusturya konsoloslan
banş görüşmelerine katılmak ve Zeytün'a gitmek üzere
yola çıktılar. Konsoloslar 11 Ocak 1896 tarihinde Zeytün'a geldiler.
1 Şubat 1896 Cumartesi günü başlayan barış görüşmeleri 5 Şubat
1896 Çarşamba gününe kadar devam etti. m
Ermeni ileri gelenlerinden on kişi ile isyancıların reisi Baron
Agasi ve iki arkadaşı 1 Şubat 1896 Cumartesi günü saat 8'de karargaha
geldi. Ordu karargahına getirilen 21 Ermeni diğerleri gibi
Maraş'a gönderildiler. Daha önce suçlular hakkında alınan kararlar
Ermenilere ve aracı memurlara tebliğ edildi. Alınan kararlara uymalan
veya bu kararlar üzerinde görüş bildirmeleri için 3 Şubat
1896 Pazartesi saat 5'e kadar izin verildi.m Alınacak karar ve tedbirleri
bildiren telgraf, 9 Şubat 1896 Pazar günü saat 7.40'ta bir yazı
ekinde Serasker'e gönderildi.
Aracı memurlar Zeytfin hakkında alınacak tedbirleri yanlış yorumiadılar
ve anlaşma maddelerinin açık olmadığını belirttiler. Bu
137. tıter, a.g.e., s. 155.
138. 14 Kanunisani 1311 - 2 Şubat 1896 tarihli yazı, BOA., Y.A.HUS. 345/84.
206 AHMET EYtCtL
sebeple 10 Şubat 1896 Pazartesi günü saat 4.30'a kadar telgrafta belirtilen
konulara cevap verme süresi tanındı. 139
9 Şubat 1896 tarihinde Babıall'den gelen yazı ile herşeyin uygulamada
kabul edilmediği bildirildi. Komisyon üyeleri, ZeytGn
halkının kendi kendini yönetmesi önerisinde bulunuyorlardı. Yapılan
görüşmeler sonunda ZeytGn Ermenileri, kendilerine önerilen
barış şartlannı 11 Şubat 1896 Salı günü kabul ettiler. ZeytGn ileri
gelenleri de eşkıyanın teslim edileceğine ve suçluların teslim olacaklarına
dair bir belge verdiler. Aynı gün konu hakkındaki gelişmeleri
Komutan Ethem Paşa ve Maraş mutasarrıfı Abdülvehhab
Paşa Babıalı'ye bildirdi. Sadrazam da, Türk tarafının hoşgörülü
yaklaşımı ve konsolosların asiler lehine gayretleri sonucunda Ermenilerin
gönüllü bir şekilde kabul ettikleri ortak kararı 11 Şubat
Salı günü Padişah'a arz etti. 140
Tarafların gönüllü olarak kabul ettiği barış şartları şunlardır:
1. Hınçak reisIeri, hükfimete teslim edilmeyecek.
2. İsyancılar Osmanlı toprağını terk edecekler. Babıalfde, altı
hükfimetin İstanbul'daki temsilcilerine ve komitacılara saygı gösterecek,
komitacıların güvenle Avrupa'ya gitmeleri sağlanacak ve
masrafları kendileri tarafından ödenecek.
3. Elçiler, konsoloslar aracılığıyla altı Hınçak üyesi hakkında
ikinci maddede belirtilen hükümleri n tama olarak uygulanmasını
garanti edecekler.
4. Yalnız Zeytfin Ermenileri hakkında değil, oraya sığınmış
köylüler, yolcular ve Ermeni çeteleri hakkında da genel af ilan edilecek.
5. Temsilcileri bulunan hükfimetlerin onayıyla Zeytfin'a bir
kaymakam tayin edilecek.
6. Zeytfin'da bulunması gereken güvenlik görevlileri, asker ve
memurlar Zeytfinlulardan olacak.
139. Aynı Belge.
140.30 Kannunisani 1311 - 11 Şubat 1896 Salı günlü yazı, BOA., Y.A.HUS. 345/
102.
ı895 MARAŞ VE ZEYTON İSY ANI 207
7. Zeytunlular vergi borçlarını ödemeyecekler ve gelecek beş
yıl için de vergiden muaf olacaklar. Vergi, herkesin maddi gücüne
göre alınacaktır.
8. Avrupa hükumetIeri tarafından Zeytfin Ermenilerinin canı,
malı, şerefi ve din hürriyeti garanti edilecek.
9. Konsoloslar, Zeytfin'a sığınmış Ermeni köylülerinin, Türkiye'nin
başka yerlerinden gelerek orada toplanmış bütün çetelerin
güvenlik içind eyerlerine dönmelerini denetleyecekler.
10. Hükumet, Zeytun çevresindeki köylerde Türk ve Çerkezlerin
elinde bulunan her cinsten silahı almak ve Zeytfinluların
kendilerine aİt silahları yine kendilerinde kalmak şartı ile Ermeniler,
kışladan aldıklan martin marka savaş silahlan ile iki topu
hükumete verecekler.
11. Zeytfin1ular yanmış olan kışlayı imar etmeyecekler ve bu iş
hükumet tarafından yapılacak.
12. Osmanlı askeri Zeytfin'dan çıkacak ve burada yalnız bir
tabur kalacak ve bu taburun Zeytun işlerine karışmaya ve gü-
venliğin korunmasına katkısı olmayacak.
13. Görüşmeye katılan konsoloslar bu şartlar yerine getirilmeden
önce Zeytun'dan ayrılmayacaklar.
14. Avrupa hükumetleri Maraş'ta konsolosluklar kuracaklar ve
bunların görevi Zeytun'un yeni idaresini denetlemek olacak.
15. Mersin'de konsolosluklar kurulacak ve bunlar anlaşmanın
uygulanmasını denetliyecekler.
16. Bu anlaşma Zeytun'un dışında bulunan Ermeni köylerinde
de uygulanacak.141
İngiliz büyükelçisi Philip Currie, "Konsoloslar ortak telgraf
göndermişlerdir. Bunda elçilerin kendilerine telgrafla bildirdikleri
şartların Zeytfin reisIeri tarafından kabul edilmiş olduğunu açık-
141. Hüseyin Nazım Paşa a.g.e., s. 320; Esat Uras, Tarihte Ermeniler ve Ermeni
Meselesi, s. 492-493; Yalçın Özal1p, Millet-i Sadıka Patırtısı ve Maraş, İstanbul, (Baskı
tarihi yoktur) s. 195.
208 AHMET EY1C1L
. ---- i
lıyorlar. Şimdiye kadar Osmanlı hükumetinin kabul ettiği şattlar
şunlardır" ifadesiyle başlayan anlaşma hakkındaki mektubunu 1i
Şubat 1896 tarihinde İngiltere'ye gönderdi. Bu mektuba göre:
1. Zeytun Ermenileri ve bu civarda dağlık arazide yerleşmiş
olan Türkler savaş silahlarını hükumete teslim edecekler, bunların
dışında kalan eğlence maksadıyla kullanılan av ve spor silahları ile
tabanca ve kama sahiplerinde kalacak. '
2. Genel af ilan edilecek. Affedilen kimseler hakkındaki şahsi
davalar adliyeye havale edilecek. Hınçak komitesinin yabancı uyruklu
üyelerinin dışarı çıkmasına izin verilecek.
3. Geçmişte ödenmeyen vergiler problemi dikkate alınacak,
kışlanın tekrar yapılması konusunda ısrar edilmeyecek.
4. Hristiyan kaymakam tayini konusu ıslahat projesine göre yapılacak.
5. Azınlık tarafının askerin Zeytfin'dan çıkarılması isteği elçiler
tarafından uygun görülmüş ise de hükumet bunu kabul etmedi. El-
çiler bunları kendi iradeleriyle yapamadıklarından gereğini
Babı~m'den nota ile isteyecekler. Ayrıca Padişah'tan yukarda ifade
edilen maddelerin uygulanması konusu istenecek.
Hükumet ısrarla Hınçak komitesi üyelerinin teslim edilmesini
istedi. Fakat Zeytun Ermenileri, can güvenliği açısından bunların
teslim edilmesini kabul etmediler. Konsoloslara, Zeytun'a sığınmış
olanların gelecekteki güvenlikleri için hükumet tarafından bir
çözüm şekli teklif edildi ve bu sorunu çözmeye bir kumandan gö-
revlendirildi. Konsoloslar da anlaşmanın uygulanması sırasında denetleme
görevini üstlendiler. 142
Barış Şartlarının Uygulanması ve İhmali Görültmlerin
Cezalandırılması
Hınçak Komitesi üyesi ve isyanın elebaşısı Baran Agasi ile altı
arkadaşı 13 Şubat 1896 tarihinde İngiliz subaylarının himayesi al-
\
142. Uras, a.g.e., s. 493-494., Hocaoğlu, a.g.e., s, 311-312.
1895 MARAŞ VE ZEYTUN lSY ANI 209
tında Zeytfin'dan ayrıldılar ve 12 Mart 1896 tarihinde Mesajları
Kumpanyasının Saint adlı vapuru ile Mersin limanından Marsilya'ya
hareket ettiler.143
7 Ekim 1895 tarihinde başlayan Zeytfin isyanı dört ay gibi
uzun bir süreden sonra 11 Şubat 1896 tarihinde varılan bir anlaşmayla
sona erdi. Agasi'ye göre bu isyanda 13.000'i asker 7000'i
sivilolmak üzere toplam 20.000 Türk Ermenilerden ise 125 kişi
öldü. Lepsius'un ifadesine göre ise Zeytfin'da 6.000 Ermeni öldü.144
İsyancıların teslim olmasından sonra Ethem Paşa'ya müşir unvanı
verildi ve kazaya kaymakam tayini Paşa'nın isteğine bırakıldı.
Bunun üzerine Maraş mutasamfı Abdulvahhab Paşa ile görüşen
Ethem Paşa, Karaküçükoğlu Mahmut Efendi'yi Zeytfin'a kaymakam
tayin etti.145
Zeytfin'da bulunan Ethem Paşa 12 Şubat 1896'da 17 martini ve
bir adet şinaydır marka tüfek teslim aldı. Daha önce eşkıyanın eline
geçen iki adet dağ topundan biri kışla yangını esnasında yanmıştı.
Ağaç kısmı yanan topun namlusu enkaz altından çıkanldı. Bazı
parçaları eksik olan ikinci top karargaha getirildi. Topun eksik par-
çaları ayrı ayrı temin edildi. Geride kalan silahların da peyderpey
toplanması kararlaştırıldı. Bu arada Ermeniler hakkında yapılan uygulamada
gözetim ve denetimde bulunmak amacıyla Rusya Konsolos
vekili de 12 Şubat 1896 günü Maraş'tan Zeytfin'a geldi.146
14 Şubat 1896 tarihinde Zeytfin'da bulunan muhacirlerden ve
Yenicekale nahiyesine bağlı köylerin sakinlerinden 124 erkek 136
kadın olmak üzere toplam 360 Hristiyan Maraş'a gönderildi. Aynı
gün Zeytfin Ermenilerinden 59 martin ve 1 adet şinaydır marka
tüfek toplandı.147 Daha önce 167 martin ve 1 şinaydır marka tüfek
toplanmıştı. Bu tarihe kadar 226 martin ve 2 şinaydır marka tüfek
143. Hüseyin Nazım Paşa, a.g.e., s. 148., llter a.g.e. s. 160.
144. Kamuran Gürün, Ermeni Dosyası, Ankara 1985, s. 160.
145. ılter, a.g.e., s. 160-161.
146. Seraskerlik Makamının 1 Şubat 13 ı1 - 13 Şubat 1896 tarihli yazısı, BOA.,
Y.MYV. 136/100.
147. Maraş Mutasarrıfı Abdü1vehhab ve Ferik Ethem Paşa'nın 2 Şubat 1311-14
Şubat 1896 tarihinde Babıa1i'ye gönderdiği te1graf, BOA., Y.A.HUS. 346-6.
210 AHMET EYtCtL
toplanmış oldu. 17 Şubat 1896'da Zeytfin'dan 8, 18 Şubat'ta yine
Zeytfin'dan 5 ve Fımız'dan 17 olmak üzere toplam 30 martin silah
toplandıl48 ve toplam martin silahın sayısı 256 oldu. Bundan sonra
tüfeklerin toplanmasına devam edildi.149 17 Şubat 1856 Salı günü
Zeytfin'da bulunan muhacirlerden 12 erkek, 8 kadın Maraş'a, 45
erkek ve 27 kadın esas köyleri olan Telhimlik'e, 18 Şubat 1856
günü 40 erkek ve 26 kadın ise Maraşlı olmalanndan dolayı muhafızların
koruması altında Maraş'a gönderildi. 150
Zeytfin fırka kumandanı Ethem Paşa ve Maraş Mutasamfı Abdülvehhap
Paşa'nın birlikte çektikleri, Ermeniler hakkında yapılan
uygulamalan anlatan telgraf 20 Şubat 1896 Çarşamba günü Sadrazam
tarafından Padişah'a arz edildi. 151
Zeytfin isyanı esnasında kazada asayiş ve güvenliği sağ-
lamaktan sorumlu subay ve askerler, görevlerini yapamayarak 9
Kasım 1895 tarihinde silahlannı Ermeni eşkıyasına bırakmıştı. Bu
üzücü duruma Miralay !ffet Bey ile birçok subay sebep olmuştu.
Görevlerini yapamayanlar ve Ermeni eşkıyasına silahlannı bı-
rakarak onlara fırsat verenler hakkında emsaline ibret olacak şekilde
takibat ve tahkikatın yapılması için Halep'te bir divanıharp
kuruldu. Divanıharb başkanlığına Bahri Paşa, üyeliklerine Miralay
Şevket, Mustafa ve !zzet Paşalar ile Kaymakam Mustafa, İsmail ve
Hüseyin Beyler getirildiler. İsyanı bastırmada kusurlu bulunanlar
ve silahların eşkıyaya bırakılmasına sebep olanlar kanunun şiddetli
cezasına çarptınldılar. 152
148.8 Şubat 311 - 20 Şubat 1896 Salı günlü telgraf, BOA., Y.A.HUS. 346/38.
149. 3 Şubat 1311 - 15 Şubat 1896 Cumartesi günü Sadrazam'ın Padişah'a sunduğu
yazı, BOA., Y.A.HUS. 346-6.
150. 8 Şubat 31 i-20 Şubat 1896 Salı günlü telgraf, BOA., Y.A.HUS. 346/38.
151. 9 Şubat 311 - 21 Şubat 1896 Çarşamba günlü te1graf, BOA., Y.A.HUS. 346/38.
152. Seraskerlik Makamının ıO ve 11 Şubat 1311 - 22 ve 23 Şubat 1896 tarih ve
141 sayılı yazısı. BOA., YMTV. 113/52.KAYNAK:http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/19/1267/14571.pdf